Esas No: 2017/324
Karar No: 2021/25
Karar Tarihi: 12.01.2021
Danıştay 13. Daire 2017/324 Esas 2021/25 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/324
Karar No:2021/25
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Televizyon Reklamcılık ve Film. San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. ….
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. ….
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı yayın kuruluşuna ait "…" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 17/05/2013 tarihinde yayınlanan "…" isimli televizyon programında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan yayın ilkesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 152.868,00 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; uyuşmazlığa konu programın 17/05/2013 tarihli bölümünün incelemesi neticesinde 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle idari para cezası uygulanması üzerine bakılan davanın açıldığı,
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda; bireylerin kimlik gelişiminin ağırlıklı olarak ergenlikte oluştuğu, sağlıklı ve olumlu kimlik özelliklerinden birinin de bireyde mizah duygusunun ve başarılı bir espri anlayışının bulunması olduğu, programda geçen ifadelerin izleyiciye, mizah duygusu geliştirme açısından örnek oluşturduğu, ayrıca, bireylerin toplumsallaşması üzerinde sadece medyanın değil, aile ve arkadaşların da etkili olduğu, bu nedenle programdaki ifadeler her ne kadar kelimelerin ikinci anlamlarına gönderme yapıyor olsa da somut olarak bakıldığında ahlaka aykırı ifadeler içermediği, programda öne çıkan ya da baş rolü oynayan sanatçının oluşturduğu ön yargının ve daha önceden rol aldığı televizyon programlarında da öne çıkardığı konunun örtük biçimde cinsellik ima ediyor olmasının programın böyle bir amaca yönelikmiş gibi algılanmasına neden olsa da söz konusu ifadelerin toplumsal milli, manevi ve ahlaki değerleri ihlâl etmediği, ilköğretim çağındaki çocukların henüz somut işlem evresinde olduklarından dolayı ikinci anlamları ve göndermeleri anlayabilmelerinin zor olduğu, mizah duygusunun, sağlıklı kişilik ve kimlik gelişimi için gerekli unsurlardan biri olduğu, kültürün çeşitliliği ve anlam zenginliği açısından mizahın, bireylerin içinde yaşadıkları kültürün içeriklerini içselleştirmelerinde önemli katkı sağladığı, programda 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin binici fıkrasının (f) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği şeklinde görüş bildirildiği, ancak rapor somut gerçeklerle desteklenmediğinden hükme esas alınabilecek nitelikte görülmediği,
Uyuşmazlığa konu programda mizah unsuru olarak sözcüklerin, cinsel içerikli ifadeleri çağrıştıracak şekilde kullanılmasının yanında kaba kullanımına da sıklıkla yer verildiği, bu tarz ifadelerin programın sürükleyicisi rolünü üstlenen … tarafından yoğun bir şekilde kullanılmasının, zaman içinde hem jürinin diğer üyeleri ve stüdyo konukları hem de izleyiciler tarafından beklenen bir tavır hâline gelmesine ve bu konuşmaların kanıksanır hâle dönüşmesine neden olduğu, ayrıca programın yayın saati itibarıyla ilköğretim çağındaki çocukların da izleyebileceği saatlere tekabül ettiği, bu nedenle yayın içinde kullanılan müstehcen içerikli sözlerin bu çağdaki çocukların olayları ve sözcükleri anlamaları konusunda olumsuz etkiler doğurabileceği (kelimelerin gerçek anlamları hususunda tereddütler oluşturduğu), sağlıklı ve olumlu kimlik gelişimi için mizah ve espri anlayışının varlığı gerekli ise de mizah anlayışı şeklinde genel ahlak ilkelerine aykırı olarak müstehcen ifadelerin kullanılmasının toplumsal milli ve manevi değerlere, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkelerine aykırı olduğu, programda yer alan ifadeler ve davranışların 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde düzenlenen yayın ilkesini ihlâl eder nitelikte olduğu, bu itibarla, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin, yaptığı değerlendirmelere hangi somut gerçeklerle ulaştığını belirtmediği, gerek idare tarafından gerekse Mahkemece yayının bütün olarak incelenmediği, salt programda yer verilen bir takım esprilerden ve kullanılan ifadelerden hareketle eğlendiriciliğin sınırlarının zorlandığı şeklinde yorum yapılarak programın konsept itibarıyla sosyal sorumluluk projesi olmasının gözardı edildiği, Mahkemece özel veya teknik bilgi gerektirmesi sebebiyle bilirkişiye başvurulduğu takdirde artık söz konusu olayın hakimin sahip olduğu genel ve hukukî bilgiyle çözüleceğinden bahisle karar verilemeyeceği, program içerisinde zaman zaman mizah içerikli söylemler söz konusu ise de yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu hususların göze çarpmadığı, izleyicilerin keyifli vakit geçirmesinin hedeflendiği ve bu amaca ulaşıldığı, aynı program ...'de yayımlanırken yaptırım uygulanmadığı, kuruluşlar arasında ayrımcılık yapıldığı, söz konusu eylemler ile işlem arasında bulunması gereken adil dengenin korunmadığı, basın, ifade, bilim ve sanat özgürlüğünün hiçe sayıldığı, idarece haklı bir neden olmaksızın özgürlüklere müdahale ve sınırlamalarda bulunulduğu, yayın ilkesinin tekraren ihlâlinden bahsedebilmek için uyarı yaptırımının kesinleşmiş ve uygulanabilir olması gerektiği, işleme karşı açılan davada verilen kararın temyiz incelemesi aşamasında olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, öncelikle usule ilişkin olarak temyiz talebinin süre yönünden incelenmesi gerektiği ileri sürülmüş; esasa ilişkin olarak ise, müstehcenlik boyutuna ulaşmayan ancak yayın saati ve dinleyici kitlesinin yaş profili de dikkate alındığında, cinsel duyguları sömürmeye yönelik cinselliğin doğal anlamı ötesinde tahrik edici bir unsur olarak sunulması, bu konuları vurgulamada ve ele alma biçiminde şehevi duygulara hitap edecek şekilde bir dil kullanılması ve tahrik edici, kışkırtıcı ve özendirici tutumlarla izleyiciler üzerinde cinselliğin kullanılması suretiyle izlenme (rayting) kaygısının esas alınmasının genel ahlaka aykırı bir yayını ortaya çıkardığı, programda mizah unsuru olarak sözcüklerin, cinsel içerikli ifadeleri çağrıştıracak şekilde kullanılmasının yanında kaba kullanımına sıklıkla yer verildiği, bu tarz ifadelerin programın sürükleyicisi rolünü üstlenen ... tarafından yoğun bir şekilde kullanılmasının zaman içerisinde hem jürinin diğer üyeleri ve stüdyo konukları hem de izleyiciler tarafından beklenen bir tavır hâline gelmesini sağladığı ve bu konuşmaların kanıksanır hâle dönüşmesine neden olabilecek kadar yoğunlaştığı, idari para cezası uygulanması için tekerrüre esas alınan yaptırımın kesinleşmesi gerekmediği, kuruluşa tebliğ edilmesinin yeterli olduğu, dava açılmasının yeni bir işlem tesis edilmesine engel olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyize konu Mahkeme karanının davacı vekiline 28/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve kararın 30 gün içerisinde 26/12/2016 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından davalı idarenin süre itirazı geçerli bulunmamıştır.
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.