10. Hukuk Dairesi 2020/11053 E. , 2021/9026 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmetlerinin geçerli olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, 1989 yılından itibaren 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi uyarınca sigorta kaydının bulunduğunu, 29/05/2019 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması için Kuruma başvurduğunu, ancak Kurum tarafından 10/06/2019 tarihli işlemi ile vergide kayıtlı olduğu 04/07/2006-2019 tarihleri arasında kendisine ait şirkette SSK"lı çalışmasının mümkün olmayacağı gerekçe gösterilerek bu sürelerdeki 4/1-a sigortalılığının iptal edildiğini ve aylık için gerekli olan prim gün sayısı eksildiğinden yaşlılık aylığı bağlanmadığını, Kurum işleminin iptali ile 04/07/2006-2019 tarihleri arasında hizmetinin geçerli sayılması gerektiğini ve tahsis talep tarihi itibari ile aylığa hak kazandığının tespitini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, davacının emeklilik için gerekli şartları taşımadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince; "davacının yöneticisi/ortağı olduğu şirketler nezdinde 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a mad. uyarınca sigortalı olarak görev yaptığı, 5754 Sayılı Kanunun 68. maddesi ile 5510 Sayılı Yasaya eklenen geçici 8. Maddede belirtilen 6 aylık sürede davacının kuruma başvurmadığı, açık Yasa metni nazara alındığında Kurum işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı.." gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Somut olayda, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa’nın 24/I-d maddesine göre limited şirket ortaklarının zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmaları öngörülmüş olup, dosya kapsamında davacının ... Prodüksiyon Müzik ve Yapım Yayın Dağıtım Pazarlama Reklam Tanıtım Sanayi Ticaret Ltd Şti ortağı olarak bulunduğu 04/07/2006-20/02/2019 tarihleri arasındaki dönemde Bağ-Kur sigortalılık niteliği taşıdığı açıktır. Ancak yukarıda açıklanan söz konusu hükümlerdeki kayıt ve tescil edilmemiş olma halinin, sigortalılık niteliği taşıyanın kişinin kayıt ve tescilini yaptırmamasından ya da Kurumun resen tescil görevini yerine getirmemesinden meydana gelmiş olması arasında, bir fark görülmemiş. Kuruman resen tescil görevini yerine getirmemiş olması hali için istisnai bir düzenleme getirilmemişir. Davacının süresinde Bağ-Kur"a kayıt ve tescili bulunmadığı gibi, davalı Kuruma herhangi bir prim ödemesi de bulunmamaktadır. Davacının 31/12/2018 tarihli başvurusu üzerine, limited şirket ortaklığından ötürü ilk defa 21/01/2019 tarihinde tescili yapılmıştır. Yasal düzenlemeler uyarınca bu tarihten öncek sürelerin zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı olarak tespiti mümkün görülmemektedir. 10/06/2019 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebi uyarınca bir kısım sigortalılık süresi iptal edildiğinden ve yeniden tescil ve prim aktarılmasının mümkün olmaması ve yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca, ilk derece mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri ile karar gerekçesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili dilekçesi ile özetle, Kurum sigortalılığını iptal eden işleminin ve mahkeme kararının hatalı olduğunu, talebinin 4/1-a hizmetlerinin geçerli olduğunun tespiti talebi olduğunu ve kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacının 29/05/2019 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, Kurumun davacının 04/07/2006-20/02/2019 tarihleri arasında kendi şirketi olan ... Prodüksiyon Müzik ve Yapım Yayın Dağıtım Pazarlama Reklam Tanıtım Sanayi Ticaret Ltd Şti"nin kurucu ortağı ve müdürü olması nedeniyle, kendisine ait şirketinde sigortalı çalışamayacağı gerekçeleriyle sigortalılık süresini iptal ettiği ve şartları taşımadığından aylık bağlamadığı, dava dışı ... Prodüksiyon Müzik ve Yapım Yayın Dağıtım Pazarlama Reklam Tanıtım Sanayi Ticaret Ltd Şti tarafından 27/09/2006 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden 01/09/2006 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği ve 04/07/2006-20/02/2019 tarihleri arasında bu işyerinden Kuruma hizmet bildirimi yapıldığı, ticaret sicili kayıtlarından dava dışı ... Prodüksiyon..Ltd Şti"nin 04/07/2006 tarihinde kurulduğu, davacının şirketin yöneticisi olduğu, Kuruma intikal eden vergi kaydına dayalı olarak 31/12/2018 tarihinde resen kurumca 21.2.2009 tarihinde tescilinin yapılarak limited şirket ortaklığından ötürü 4/1-b maddesi uyarınca sigortalılığının başlatıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun 24/I-d maddesine göre, “Limited Şirketlerin Ortakları” Bağ-Kur sigortalısı sayılmışlardır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4/b-3 maddesine göre de "Limited Şirketlerin Ortakları” aynı kapsamda sigortalı sayılmışlardır. Aynı Kanunun 53. maddesinde, "... 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler." hükmü düzenlenmiştir.
01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığın söz konusu olmaması nedeniyle, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler saptanmak suretiyle bu çerçevede davacı; emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınmalı, davalı Kuruma 506 sayılı Yasa kapsamında bildirilen hizmetlerin eylemli olup olmadığı araştırılmalı, davacının ekonomik yönden yaşamına etkin olan çalışmanın hangisi olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu belirlemeden sonra, 01.10.2008-01.03.2011 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise, anılan tarihte yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesini düzenleyen 53. maddesinin birinci fıkrasında, sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı belirtilmiş olup, 01.10.2008 öncesi yukarıda açıklanan ilkelere göre belirlenen gerçek ve fiili çalışmanın tabi olduğu sigortalılık gözetilerek önce başlayan sigortalılığa değer verilerek, varılacak sonucuna göre çakışan dönemde davacının tabi olduğu sigortalılık belirlenerek, tahsis şartlarının varlığı bu çerçevede değerlendirilerek karar verilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.
Bu bağlamda, Mahkemece, davacıya beyanını açıklatarak talebinin vergi kayıt dönemleri kapsamında 4/1-b kapsamında sigortalılığa ilişkin mi olduğu yoksa çalışılan dönemlere ilişkin ve iptal edilen 4/1-a kapsamında sigortalı sayılmasına ilişkin bulunduğu ve tahsis isteminde hangi kapsamda aylık tabinde bulunduğu konularında beyanı alınıp belirlendikten sonra yukarıda açıklanan yasal düzenleme doğrultusunda sonucuna göre karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Sair hususlar incelenmeksizin Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın ilk kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 25/06/2021 gününde oy birliği ile karar verildi