5. Ceza Dairesi Esas No: 2018/376 Karar No: 2019/3498 Karar Tarihi: 26.03.2019
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/376 Esas 2019/3498 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanık tefecilik suçundan mahkum edilirken, diğer sanık beraat etti. Ancak mahkumiyet hükmüne yapılan temyiz itirazı sonucunda, sanığın üzerine atılı suçun dava zamanaşımı süresi dolmuş olduğu gerekçesiyle hüküm bozuldu ve dava düştü. Diğer sanığın beraatına ilişkin temyiz itirazı ise reddedildi. Kararda, tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesi ile oluşacağı, bu suçu zincirleme olarak işleyen sanıkların ise aynı kanunun 43. maddesinin uygulanması gerektiği belirtildi. Kararda, bozma kararının 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi göz önünde bulundurularak bozulduğu, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün düşürüldüğü ve CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulduğu ifade edildi. Kanun maddeleri olarak ise TCK'nın 241/1, 66/1-e, 67/4, ve CMUK'nın 321, 322/1, 223/8 maddeleri referans gösterildi.
5. Ceza Dairesi 2018/376 E. , 2019/3498 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Sanık ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık ... müdafin temyiz isteminin sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne, katılan Hazine temsilcisinin temyiz isteminin ise mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede; 2007 yılı Şubat ayı olan suç tarihinin karar başlığına 01/04/2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir. 1-Sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın üzerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, Şubat 2007 olan suç tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE 2-Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağı, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması icap ettiği nazara alındığında; temyize konu bu dosya ile birlikte incelenen İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/583 Esas ve 2014/349 Karar sayılı dosyası kapsamında sanık hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, davalar arasında CMK"nın 8/1. maddesinde yer aldığı şekilde hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle bu davanın bahsi geçen dava ile birleştirilmesi sonrasında sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, katılan Hazine temsilcisi ile sanık ... müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.