Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12309
Karar No: 2022/5968
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12309 Esas 2022/5968 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/12309 E.  ,  2022/5968 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 15/01/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının kabulü ile UHH kararı kaldırılarak başvurunun kabulüne dair verilen 11/12/2020 tarih ve 2020/İHK-27659 sayılı kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelenerek gereği görüşüldü.
    KARAR
    Davacı vekili; 22/09/2018 tarihinde davacının yolcu konumunda olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda davacının yaralanarak %18 oranında malul kaldığını, davalıya başvuru yapılmasına karşın ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 22/05/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 128.879,52 TL ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; kazanın oluş biçiminin mahkeme nezdinde tanık anlatımları ile belirlemek mümkün olduğundan dosyadan el çekilmesini, eksik belgeler sunulmadan yapılan başvurunun reddi gerektiği, tek taraflı olarak alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek, başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; kusur durumu yönünden dosya içerisindeki CD izleme tutanağına esas kaza görüntülerini sunması için davacıya verilen süreye rağmen sunulmadığı, kusur tespitinin araçta bulunanların ifadelerinin alınmasını gerektirdiği, hakemce yapılan sınırlı araştırmada tanık ihzar etme yetkisi bulunmadığından uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur.
    İtiraz Hakem Heyetince; ara kararıyla verilen sürenin kesin olmadığı, kazaya ilişkin itiraz aşamasında sunulan görüntülerde ani bir direksiyon hareketinin görülmediği, davacının içinde bulunduğu aracın park halindeki araçlara çarpması şeklinde gerçekleşen kazada sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmadığı gerekçesiyle; davacının itirazının kabulüne, uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kabulü ile
    128.879,52 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 10/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Kayseri Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen 05/11/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %18 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellerin kullanılması gerekirken, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ekindeki cetveller kullanılmış olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlenmiş bir rapor olmadığı açıktır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi amacıyla, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından önceki raporun da irdelendiği yeni bir rapor alınıp sonucuna göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) hüküm kurulması gerekirken, hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3) Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK'nın 43. (6098 sayılı TBK’nın 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan
    indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
    Somut olayda, davacı otomobilde yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanaklarına göre davacı ile davalı tarafından sigortalı bulunan otomobil sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesindeki savunmasında, davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek, belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, taşımanın salt davacı yararına yapıldığına ilişkin delil sunulmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapılmıştır. O halde, olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    4) Somut olayda İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı yararına 16.193,55 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
    Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
    Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi