Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2195 Esas 2015/1396 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2195
Karar No: 2015/1396
Karar Tarihi: 12.05.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2195 Esas 2015/1396 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir kişinin birden fazla marka sahibine yönelik olarak marka haklarına tecavüz ettiğini ve bu nedenle TCK'nin 43/2. maddesinin uygulanmaması gerektiğini belirtmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucu sanığın suçunu işlediği, mahkum olduğu ancak ceza davranışına ilişkin bazı unsurların eksik bırakıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, 5237 sayılı TCK'nin 53/1-(c) bendi gereğince hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden belirli bir tarihe kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olduğu hatırlatılmıştır. Bu nedenle, kararın bu kanun maddeleri eklenerek düzeltilmesi ve diğer yönleri Kanuna uygun bulunduğundan onaylanması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri: TCK'nin 43/2. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nin 53/1-(c) bendi.
19. Ceza Dairesi         2015/2195 E.  ,  2015/1396 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından İşin esasına geçildi.
Suça konu eşya hakkında mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın birden çok hak sahibine karşı aynı fiili işlediği ve birden fazla hak sahibinin şikayetçi olduğu gözetildiğinde, sanık hakında TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanmaması temyizin kapsamına göre bozma sebebi yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen marka hakkına tecavüz eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmalann temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
5237 sayılı TCK"nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz iddiaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın ; TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına dair fıkralarının hükümden çıkarılarak yerine "5237 sayılı TCK"nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1- a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.