Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/25211
Karar No: 2022/5996
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25211 Esas 2022/5996 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/25211 E.  ,  2022/5996 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde temlik alan davacı ... Varlık Yönetim A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketten İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2015/28050, 2015/28132 ve 2015/27284 sayılı icra dosyaları ile İstanbul 36. İcra Dairesinin 2015/27471 sayılı icra dosyasında toplam 90.276,26 TL alacaklı olduğunu, dosyalar kapsamında hacze gidildiğini, ancak haciz mahallinde borca yeter mal bulunamadığını ancak davalı borçlunun ... ilçesinde bulunan mesken niteliğindeki taşınmazını 133.000,00 TL bedelle ... ilçesindeki 2 adet villayı da 744.000,00 TL bedelle devrettiğini, taşınmazların her üçünün de üzerinde yüklü miktarda ipotek bulunmasına rağmen davalı ...'ın bu taşınmazları devraldığını, bu sebeple devralan davalının borçlunun aciz halinde olduğunu bilebilecek kişilerden olduğunu, davalıların kötü niyetli olup, mal kaçırmak amacıyla hareket ettiklerini bildirerek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; müvekkilinin taşınmazları yatırım amacıyla aldığını, bütün işlemlerin kanun ve nizamlar çerçevesinde gerçekleştirildiğini, müvekkilinin ipotekleri kaldırarak kendi bankasından kredi kullandığını, tüm kredi ödemelerini düzenli olarak yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı şirket; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davalı ... tarafından dosyaya sunulan ödeme belgeleri, kredi sözleşmeleri, ödeme planları ve diğer belgeler nazara alındığında, davalının söz konusu ... ilçesinde bulunan taşınmazları yatırım amaçlı olarak satın aldığı, ancak ipotek fekki sırasında ortaya çıkan değer artışı nedeniyle bu kere davalı borçluya ait ... ilçesinde bulunan taşınmazı da hem üzerindeki ipoteğin kaldırılması hem de fazla ödenen kapora bedeli karşılığı satın almak
    zorunda kaldığı, davalının davalı borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar vermek kastını bilecek durumda olmadığı, öncelikle taşınmazlar üzerinde bulunan ipotekleri kaldırmak üzere ödemelerde bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Dava konusu taşınmazlar davalı borçlu şirket tarafından davalı 3. kişi ...’a devredilmiş olup mahkemece dava konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerlerinin bilirkişi raporu alınarak belirlenmesi ve buna göre bedel farkı bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken bilirkişi raporu alınmadan bedel farkı bulunmadığı sonucuna varılması doğru görülmemiştir.
    2-İİK’nin 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiği kabul olunur, karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hükmü gereğince ticari işletme devri yönünden tasarrufun değerlendirilmesi gerekir.
    Somut olayda, davalı borçlu ... Değerli Madenler Geri Dönüşüm ve Gıda İnş.Tic.A.Ş. şirkete ait olan ve üzerinde yüklü miktarlarda ipotek bulunan dava konusu 3 adet taşınmazı davalı 3. kişiye devrettiğine göre, mahkemece şirketin sermayesinin ne kadar olduğunun ve şirket adına kayıtlı malvarlığının tespiti ile dava konusu tasarrufların ticari işletmenin mühim bir kısmının devri niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tartışılarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temlik alan davacı ... Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA; HMK 373/1 maddesi gereğince istinaf mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesine gönderilmesine peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ...'a geri verilmesine 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi