3. Ceza Dairesi 2014/8610 E. , 2014/9298 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d ve 62. maddeleri uyarınca 2 sene 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair, ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/04/2012 tarihli ve 2007/2478 esas, 2012/1101 sayılı kararına karşı ... Bakanlığı"nın 31.12.2013 tarih ve 2013/19854-80290 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 14.01.2014 tarih ve 2014/12433 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesinde yer alan “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı şekilde, sanık hakkında iki yıldan fazla hapis cezası hükmolunmasına rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde,
2-Kabule göre,
a- Kayden 02/02/1989 doğumlu olup, suçun işlendiği 21/07/2005 tarihinde 18 yaşını ikmal etmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. maddesi gereğince indirim yapılmamasında,
b- Sanığa isnat edilen kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası, 86/3-e maddesi gereğince yarı oranında artırım ile 1 yıl 6 hapis cezası verilerek ayrıca uygulanması gerektiği belirtilen 87/1-d-son maddesinde “yaralanmada mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum” olduğu ve verilecek cezanın 5 yıldan az olmaması öngörüldüğü halde, sanığın anılan madde ile 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince de yapılan eksiltmenin 3 yıl üzerinden yapılmış olmasında; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği hüküm, daha sonra davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 305 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme olanağına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan, bu hükmün temyiz merciince denetlenebilme olanağı bulunmamaktadır. Kanun yararına bozma yasa yolunun ise
temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olup, amacının ülke sathında uygulama birliğine ulaşılması, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi olup bu kanun yoluna başvurulabilmesi için ilk ve temel koşulunu, verilen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır.
Sanığın suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 06.12.2006 tarihli 5560 Sayılı Kanunun 40.maddesi ile değişikliğinden önceki 23. Maddesine göre 2 yıl 6 ay hapis cezasının hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırları kapsamında kaldığı, doğru uygulama yapılması halinde dahi ceza miktarının hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29/06/2010 gün ve 11/70-159, 22/05/2012 gün ve 2011/8-498 Esas, 2012/211 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere belirtilen hukuka aykırılıkların hükmün içeriğinin denetlenmesini gerektirmesi nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılması olanaklı bulunmadığından ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, ... Bakanlığı"nın kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.