Esas No: 2015/4717
Karar No: 2021/23
Karar Tarihi: 12.01.2021
Danıştay 13. Daire 2015/4717 Esas 2021/23 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/4717
Karar No:2021/23
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı yayın kuruluşuna ait "…" isimli televizyon kanalında aylık yayın akışı içerisinde çeşitli tarih ve saatlerde bant olarak yanınlanan ve yorumcu olarak ...'ın katıldığı " …" adlı sağlık programının 27/01/2013 tarihinde saat 00.13'de yayınlanan bölümünde 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (I) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle uyarı yaptırımı ile Kanun'un 9. maddesinin 3. fıkrasının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 11.886,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … toplantıda alınan … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; uyuşmazlığa konu program yayınında 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (I) bendindeki, "Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek davranışları teşvik edemez." yayın ilkesinin ihlâli nedeniyle uyarı yaptırımı ile aynı Kanun'un 9. maddesinin 3. fıkrasındaki, "Gizli ticari iletişime izin verilemez." şeklindeki yayın ilkesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 11.886,00 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin Üst Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, öte yandan, davacı yayın kuruluşuna 28/03/2011 tarihli yayını nedeniyle … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararı ile uyarı yaptırımı uygulandığı, dava konusu yayında damar tıkanıklığı hastalığı ile ilgili olarak öne sürülen tamamlayıcı tıp uygulamalarının bilimselliği hakkında kanıtlanmış bir tespitin, yetkili mercii kararının veya genel geçer kabul edilen bir akademik ispatın bulunmadığı, söz konusu tedavi yönteminin sağlığa etkilerinin neler olduğunun bilimsel yöntemlerle ortaya konulmadığı, program esnasında … no'lu telefon numarasına çeşitli anlarda yer verildiği, söz konusu numaranın ...'ın danışma hattı olduğu, bu durumun dava dilekçesinde inkar edilmediği aksine ikrar edildiği, bir programda sağlık sektöründe faaliyet gösteren bir hekime ait danışma hattına yer verilmesinin, programdaki ifadelerden etkilenen bir hasta açısından kaçınılmaz bir şekilde ticari iletişim sonucunu doğuracağı, söz konusu hattın sipariş hattı olmasının mevcut durumu değiştirmeyeceği anlaşıldığından dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yayın sırasında verilen numaranın Üst Kurul uzmanlarınca arandığına dair bir konuşma kaydı veya tutulan bir kaydın delil olarak dosyaya sunulmadığı, Üst Kurul uzmanları tarafından arandığı ifade edilen tarihin programdan 1 yıl 18 gün öncesine ait olduğu, tekerrür uygulanan uyarı yaptırımın üzerinden 2 yıl geçtiği, sağlıkla ilgili haber amaçlı program yapıldığı, herhangi bir gizli veya açık ürün tanıtımının söz konusu olmadığı, Mahkeme kararında gizli ticari iletişim kavramının vasfının genişletildiği ve kanuna uygun tüm yayınların bu kapsamda değerlendirilebilecek hâle getirildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, programda yer alan ifadelerin insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve modern tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına yol açabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği, bitkisel destekli ürünlerin tanıtımı yapılırken ürünlerin de ilaç olarak sunulduğu, pek çok ciddi hastalığı tedavi ettiği belirtilerek izleyicilerin yanıltıldığı, programda gizli ticari iletişim yasağının ihlâl edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.