17. Hukuk Dairesi 2015/17649 E. , 2016/11239 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı traktörü kullanan sigortalı sürücü desteğin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, desteğin müvekkilinin eşi olduğunu, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 134.162,89-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, sigortalı sürücü desteğin kusuruyla meydana gelen kazada zararın teminat dışı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 134.162,89-TL"nin dava tarihi olan 16/06/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faizin niteliğine ilişkin fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda
meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmesine, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) karayolu (köy yolu) ile bağlantısı bulunmasına, 2918 sayılı KTK"nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olup bu nedenle meydana gelen zararın teminat kapsamında olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6.873,41 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 06.12.2016 gününde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
1-Davalı ... şirketi kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu"nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK"nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak
hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.
2-Ayrıca, bir rizikonun meydana getirdiği zararın ZMSS kapsamına girebilmesi için o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur. Zira, KTK"nın 2.maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı açıklanmış ve aynı maddenin (a) ve (b) bentlerinde tadadi olarak sayılan yerlerde de bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. O halde, motorlu aracın Karayolu olmayan veya karayolu sayılan yerlerden olmayan herhangi bir yerde oluşturduğu rizikolar sonucu oluşan zararlardan işletenin sorumluluğu KTK"nın 85/1.maddesi hükmüne tabi olmayacağı gibi işletenin ZMMS"ni yapan sigortacı da sorumlu olmayacaktır.
Somut olayda, muris tarlada çalışırken yan tarlaya geçmiş ve oradan da tarlaya sınır olan kuru dere yatağına düşmüştür. Kaza, tarlada meydana gelmiş olup bir başına bu tarlanın karayolu ile bağlantısı olması halinde bu yerin
karayolu sayılan yerlerden olmasını gerektirmez. Kaza, tarlanın karayoluyla bağlantısını sağlayan köy yolunda veya tarlalar arası yolda dahi meydana gelmemiştir. Kaza mahalli KTK"nın 3"ncü maddesinde tarifi yapılan karayolu olmadığı gibi 2.maddenin 2.fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde gösterilen yerlerden de değildir. Bu yerin KTK"nın 2 ve 3.madde kapsamında olup olmadığı konusunda tereddüte düşüldüğü taktirde ise trafik bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak belirlenmesi gerektiğinden (11.HD.2000/5364 E.-6484 K.) mahkeme kararının bu sebeplerle bozulması gerektiği kanaatiyle Sayın Çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.