Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1003
Karar No: 2019/3039
Karar Tarihi: 16.04.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1003 Esas 2019/3039 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/1003 E.  ,  2019/3039 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : 2. İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/04/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Av. ... ile karşı taraf adına Av. ... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    KARAR
    A)Davacı İstemi;
    Davacılar vekili 11/07/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle: davacı Habib Yıldırım"ın davalı işyerinde 10/10/2007"yi 11/10/2007"ye bağlayan gece iş kazası geçirdiğini, ...Adli Tıp Genel Kurulunun 26/02/2015 tarihli raporu ile Habib Yıldırım"ın % 100 malul olduunun kesinleştiğini, taraflarınca açılan ve Yargıtay incelemesinde olan maddi tazminat istemli davada işverenin % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, SGK tarafından açılan rücuan tazminat davasında da kusur oranının % 80 oranında tespit edildiğini, davacı Habib Yıldırım"ın iş kazası nedeniyle bakıma muhtaç durumda olduğunu, davacının ihtiyaçları ile eşi ve aynı zamanda vasisi olan ..."ın ilgilendiğini belirterek belirsiz alacak davacı olarak şimdilik 1.000 TL bakıcı giderinin kaza tarihi olan 10/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili 06/04/2017 tarihli talep artırım dilekçesiyle bakıcı gideri istemini 521.319,88 TL’ye artrımıştır.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: zamanaşımı ve derdestlik itirazında bulunduğunu, dava şartları mevcut olmadığını, vasi davacı tarafından daha önce maddi ve manevi tazminat talepli olarak ...1. İş Mahkemesinin 2010/351 Esas numaralı dava ikamet ettiğini, davacı tarafından mükerrer bir talep olduğunu, davacı kötüniyetli olarak devam eden davasının yanında aynı talepli yeni bir dava ikame ettiğini, bu olay nedeni ile davacı lehine toplam 2 milyon TL tazminata hükmedildiğini, dava şartı noksanlığı mevcut olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, bakıcı giderinin istenebilmesi için bu giderin yapılmış olması gerektiğini, dava dilekçesindeki kusur oranı kabul etmediğini, kazanın oluşunda Habib Yıldırım"ın müvekkil şirketin emrine itaatsizliği, emir ve talimata aykırı davranması işine gerekli özeni göstermemesi ve kendi aceleciliğinden kaynaklandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    İlk Derece Mahkemesi tarafından; Dosya içerisinde bulunan ve ...1. İş Mahkemesinin 02/12/2015 tarihli 2010/351 Esas, 2015/444 Karar sayılı kararında 05/09/2014 tarihli 3"lü bilirkişi heyeti raporunda belirtilen davalı işverenin % 75 oranında, kazalı işçi Habib Yıldırım"ın ise % 25 oranında kusurlu olduğu, hesap bilirkişi Av. Özlem Z. Özkök Saraç"ın düzenlemiş olan 08.02.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Hakkaniyet indirimi takdiri de mahkemeye ait olmak üzere, 10/10/2007 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde % 100 oranında malul kalan davacının bakıcı giderinin 521.319,88 TL olarak belirlendiği, davacının davayı ıslah ettiği, hesap raporunun hüküm vermek için yeterli ve açıklayıcı bulunduğu belirtilerek % 20 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle 521.319,88 TL"lik bakıcı gideri masrafının 417.055,90 TL olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı ;
    İlk Derece mahkemesi kararının davalı tarafından istinaf yoluna getirilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesi tarafından verilen çoğunluk kararına göre “Somut uyuşmazlıkta ...2.İş Mahkemesinin 2013/91 Esas sayılı dosyasında alınan 26.02.2015 Adli Tıp Kurumu Genel Kurul raporunda davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 100 olduğu ve birbaşkasının sürekli bakımına muhtaç durumda bulunduğunun belirtildiği ve mahkemece hükme esas bilirkişi kusur raporunda davacı işçinin % 25 oranında kusurunun bulunduğunun belirtildiği mahkemece alınan hesap raporuna göre bakıcı giderine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına ve somut olayın özelliğine göre davacının bakıcı giderinin tespiti yapılırken, davacının aile içi bakım dayanışması olduğu da dikkate alınarak değerlendirme yapılması ve takdiri indirim uygulanması gerektiğinden bu durumda, bilirkişi raporu ile tespit edilen bakım giderinden takdiren % 50 oranında indirim yapılarak hüküm kurulmasının yerinde olacağı anlaşılmakla ilk derece Mahkemesi kararının HMK 353/2-b maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle "Davanın Kısmen Kabulü İle % 50 hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle 521.319,88 TL"lik bakıcı gideri masrafının 260.659,94 TL olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,” çoğunlukla karar verildiği, muhalefet şerhinde ise “ davacının bakıcı giderinin tespiti yapılırken, davacının son durumu itibariyle münhasıran bir başkasının sürekli bakımına muhtaç olup olmadığı hususunda davanın esasını etkileyecek mahiyette Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmadan, karar verilmesinin hatalı olduğuna işaretle” çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiş olduğu anlaşılmıştır.
    E)Taraf Vekillerinin Temyiz Nedenleri;
    Davacı vekili temiz dilekçesinde özetle; Her ne kadar, % 100 malul Habib Yıldırım eşi davacı ... ile birlikte yaşamakta ve bu haliyle de aile dayanışmasından faydalanmakta ve bu haliyle de bakıcı giderinden belirli bir oranda indirim yapılması gerekmekte ise de, % 50 oranında yapılan hakkaniyet indiriminin fazla olduğunu, hakkaniyet indirimi nedeniyle davalı lehine 21.649,59 TL vekalet ücretine be yargılama giderine hükmedilmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi, bu durumun Yerleşik Yargıtay kararlarına da tamamen aykırı olduğunu beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: taraflar arasında daha önce karara bağlanan dava dosyasında davacının bakıcı giderine ilişkin talep hakkını dava ve ıslah dileklerinde saklı tutmadığı gibi iş bu davanın 02/12/2015 tarihli celsesinde bakıcı gideri talebi olmadığını açıkça beyan ederek bakıcı giderinden feragat etmiş olduğunu, bu nedenle bakıcı gideri istenilemeyeceğine ilişkin müvekkili lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu, hesap raporunun daire içtihatlarına uygun olmadığını, hesabın kaza tarihinden değil bakıcı gereksiniminin doğduğu hastaneden taburcu olduğu tarihten itibaren yapılması gerektiğini, 5510 SK 19.maddesine göre davacı sürekli bakıma muhtaç olduğundan gelirin %100 artırımlı bağlanacağı, başkasının yardımına muhtaç olduğu için ilk peşin sermaye değerli gelirin yükseleceğini, taraflar arasında daha önce karara bağlana maddi tazminat alacağı hesabında yardıma muhtaç olması nedeniyle bağlanması gereken gelir dikkate alınmadan tazminat alacağının belirlendiği ve önceki davada bu nedenle davacı lehine maddi tazminat alacağının fazla takdir edildiğini, o halde fazla bağlanan ve önceki davadaki hesaptan tenzil edilmeyen bu gelirin bakıcı gideri istemine yönelik iş bu davadan tenzili gerektiğini, gelirin tenzili halinde ise bakıcı gideri alacağının oluşmayacağını, hesap raporunda bilinmeyen devre geliri hesabında %5 iskontolama kuralının uygulanması gerekirken bu oranın uygulanmadığını, maluliyetin tespitinin SGK tarafından açılan rücu davasında dava konusu edildiğinden maluliyetin kesinleşmesi için iş bu dava dosyası sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının duruşmalara gelip gitmesi, araç kullanması dikkate alınarak ATK 3. İhtisas tarafından maluliyet oranının %75 olarak belirlendiğini, ATK Genel kurulu raporu ile bu yönüyle çelikki olduğunu, ibraz ettikleri sağlık durumuna dair doktor uzman görüşünün de bu durumu doğruladığı dikkate alınarak Tıp Fakületlerinin ilgili Konseylerinden rapor alınmak suretiyle davacının maluliyet durumunun tespitinin gerektiğini, bu halde yardıma muhtaç durumda olmadığının tespit edileceğini, ıslah ile istenen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı vekilininin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki açıklamaların kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, 10/10/2007 tarihli iş kazası nedeniyle %100 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının yardıma muhtaç olması nedeniyle bakıcı gideri isteminden ibarettir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden taraflar arasında daha önce karara bağlanan ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ...1. İş Mahkemesinin 2010/351 Esas – 2015/444 Karar sayılı dava dosyasında davacının %100 oranında sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi tazminata yakınları lehine de manevi tazminata hükmedildiği, kararın temyiz inceklemesinden geçerek kesinleştiği, iş bu dava dosyasında ise daha önce dava konusu edilmeyen ve davacının açıkça feragat beyanında bulunmadığı %100 oranındaki maluliyeti nedeniyle yardıma muhtaç olması nedeniyle bakıcı gideri isteminden ibarettir. Yerel Mahkemece yapılan hesaba göre tespit edilen bakıcı giderinden aile içi bakım yardımından yararlanması nedeniyle %20 oranında indirimde bulunularak 417.055,90 TL bakıcı giderinin faiziyle birlikte tahsiline davacı ve davalı lehine vekalet ücretlerine hükmedilmiş iken, kararın davalı tarafından istinaf kanun yoluna götürülmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bakıcı giderinden %50 oranında hakkaniyet indiriminde bulunularak 260.659,94 TL bakıcı giderinin faiziyle birlikte tahsiline davacı ve davalı lehine vekalet ücretlerine hükmedilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlığın hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilip edilmeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır
    6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51,52 ve 182/son maddelerine göre hakimin hükmedilecek tazminatlardan indirim yapma hakkı bulunmaktadır. Bu maddelerde olduğu gibi gerek yasal, gerekse hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti ile yargılama gideri takdir edilip edilemeyeceği önem kazanmaktadır. Davanın açıldığı veya ıslah yoluyla dava konusunun arttırıldığı aşamada, mahkemece anılan bu sebeplerle ne oranda ve miktarda indirim yapılacağının davacı tarafından bilinmesi mümkün olamamaktadır. O halde bakıcı giderinden yapılan hakkaniyet indirimi nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği açıktır. (Dairemizin 14/03/2016 tarih 2016/690 Esas - 2016/4251 Karar, ve yine 24/10/2017 tarih 2016/1072 Esas - 2017/8254 Karar sayılı ilamları aynı doğrultudadır.)
    Öte yandan bu aşamada “usuli kazanılmış hak” kavramı üzerinde durmak da faydalı olacaktır. Usuli kazanılmış hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
    Bu açıklamalar sonrasında somut olayda; yerel mahkemece her ne kadar bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemesi gerekirken takdir edildiği anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece verilen bu kararın davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak itiraz edilmemiş olması nedeniyle de davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Öte yandan, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda bakıcı giderininden yapılan hakkaniyet indiriminin arttığı ancak yukarıdaki açıklamalara göre davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği de gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davalı lehine en fazla yerel mahkemece takdir edilen miktar kadar vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesi gerekirken; hatalı değerlendirme ile daha fazla miktarda yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri hatalı olmuştur.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmamalı HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ :Yukarıda yapılan açıklama gereğince;
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 17/11/2017 tarih ve 2017/1480 Esas, 2017/1713 Karar sayılı ilamının hüküm fıkrasının
    A) II nolu bendinin 3. alt bendinin silinerek yerine;
    “ 3-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.835,40 TL toplam harç gideri, 95,00 TL tebligat ve posta gideri ile 350,00 TL bilirkişi ücreti giderinden ibaret olan toplam 2.280,40 TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren 1.824,32 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,”
    B)II nolu bendinin 5. alt bendinin silinerek yerine; ;
    “5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.011,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, ”
    Rakam ve sözcüklerinin yazılmak suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi