12. Ceza Dairesi 2014/17999 E. , 2015/6945 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, ... Koruma Kurulu"nun 11/08/1992 gün, 2633 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahiline yer alan... ilçesi, ... köyü, 155 ada 56 parselde izinsiz inşai müdahalelerde bulunulduğundan bahisle sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu taşınmaza ait tapu kaydı dosyada bulunmamakta ise de, ...Koruma Kurulu"nun 23/05/1997 gün, 3934 sayılı kararı ile suça konu parselde yer alan taşınmazın, aynı Kurul"un 26/09/1994 gün, 1983 sayılı kararı ile onaylanan nazım imar planı dışında kalması sebebiyle üzerinde turistik tesis yapılamayacağına karar verilmiş olması, sanığın soruşturma safhasında kolluk görevlileri tarafından alınan ifadesinde, 1999 yılında arazinin doğal sit alanı olduğunu öğrendiğine ilişkin beyanı, ilgili tescil kararının taşınmazın bulunduğu yerde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olması ve taşınmaza ilişkin olarak, 28/02/2000, 06/12/2004, 27/10/2006, 08/12/2009 ve 10/05/2011 tarihlerinde yapı tatil tutanakları düzenlenmiş olması hususları dikkate alındığında, sanığın suça konu taşınmazın bulunduğu yerin 2. derece doğal sit alanı sınırlarında kaldığını bildiği anlaşılmakla birlikte;
Mahallinde inşaat mühendisi refakati ile keşif icra edilip, dosyada mevcut yapı tatil tutanakları da dikkate alınarak, eylemlerin nelerden ibaret olduğu, niteliği ve sonradan kaldırılıp kaldırılmadığı belirlenip, bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4 maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen rapora dayalı olarak, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler yanlış yorumlanarak, “suç tarihinde suça konu taşınmazın sit alanı içerisinde kaldığına ilişkin tebligat ve ilan yapılmadığından ve yeni yasal düzenleme ile bu husus suçun oluşumu bakımından ön şart sayıldığından” şeklindeki gerekçe ile sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.