13. Hukuk Dairesi 2012/21187 E. , 2013/3792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, davacı ... " ın 27/10/2008 tarihinde davalı doktorların ve hastanenin kusurundan kaynaklanan nedenlerle beyninde büyük hasar meydana gelmiş bir erkek bebek dünyaya getirdiğini, tüm hamileliği döneminde genel kontrollerini ... Hospital Hastanesi"nde hizmet veren davalı Dr. ..."a yaptırdığını, davalı doktorun herşeyin normal olduğunu, bebeğin normal süresinde dünyaya geleceğini belirtiğini, doğumun olduğu gece nöbetçi doktor olarak davalı ..."un muayene ettikten sonra sancıların doğum sancısı olmadığını, hiçbir sağlık sorununun olmadağını söyleyerek davacıyı evine gönderdiğini, davacının sancılarının fazlalaşması sonucu tekrar eşiyle aynı hastaneye gittiğini, davalı doktorun bu sefer doğumun gerçekleştiğini belirterek normal doğum ünitesini hazırlattığını, davacıların sezeryan olmasını istediklerini ancak davalı doktorun doğumun normal yolla gerçekleştirilmesi gerektiğinde ısrarcı olduğunu, bunun üzerine davacının normal doğuma alındığını, ancak normal şekilde doğum gerçekleşmeyince davacının alalecele sezeryana alındığını, sezeryana alındıktan sonra bebeğin dünyaya geldiğini ancak normal doğum sırasındaki sıkışmadan dolayı beynine oksijen gitmemesi nedeniyle beyin hücrelerinin öldüğünü, bu nedenle beyin fonksiyonlarında hiçbir gelişme olmadığını, çok zor nefes alıp verdiğini ve midesine yerleştirilen bir hortum sayesinde beslendiğini, bu gelişmeler neticesinde hem bedensel hem de ruhsal anlamda büyük bir çöküş yaşadıklarını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, 30.000TL maddi ve 70.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, ... C.Başsavcılığı"nın soruşturma dosyasına kazandırdığı Adli Tıp Kurumu raporuna dayanılarak, davalıların kusurunun bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı ..."nin davalı hastahanede doğum yapması sırasında davalıların gerekli özen ve ihtimamı göstermemeleri nedeniyle doğan bebeğin beynine büyük hasar verildiği iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine yöneliktir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle vekil konumunda olan ve doğumu gerçekleştiren/tedaviyi yapan doktorun bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmesi gerekir.
Mahkemece, soruşturma aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna itibar edilerek, davalıların kusurlarının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu olgular karşısında, Adli Tıp Kurumu raporunun olayda davalıların kusurlu olup olmadığının tespitine yeterli olmayıp davacıların iddialarını karşılamaktan uzak olduğu ve hükme esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, bebeğin davalı hastanede yapılan hamilelik takibine, tedavisine ve doğumuna ilişkin tüm belgeler, raporlar ve bütün kayıtlar getirtilerek tüm dosya birlikte gönderilip, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, Öğretim Üyelerinden oluşturulacak aralarında “Kadın Hastalıkları ve Doğum” ve "Çocuk Nöroloji" uzmanın da yer alacağı konusunda uzman, akademik kariyere sahip bilirkişi kurulundan, yapılan hamilelik takibi, tedavisi ve doğumda yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği hususunda, davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığı belirlenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri göz ardı ederek, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.