13. Hukuk Dairesi 2016/8275 E. , 2019/3880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının, dava dışı ..."in açacağı boşanma davasında vekil tayin edildiğini, davalıya vekalet verildiğini, boşanma davası için 7.000,00 TL vekalet ücreti, maddi manevi tazminat davası ile ilgili olarak da alınan tazminatın %20"sinin verileceği konusunda anlaştıklarını, dava dışı ..."ın vekilini azlettiğini ve herhangi bir ücret ödemediğini, bu kapsamda davalı tarafın hukuki hizmet sözleşmesinin tarafı dahi olmayan davacıya ve dava dışı ..."e sözleşme vekalet ücreti ve dava vekalet ücreti borcu bakımından ... 13 İcra Müdürlüğü"nün 2013/7091 sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, bu dosyada davacıdan ve banka hesaplarından 27.11.2013 tarihinde 188,04 TL, 31.12.2013 tarihinde 59,72 TL kesildiğini, hesaplarına haciz işlendiğini, davacı ile davalı arasında herhangi bir vekalet sözleşmesi olmadığını, davalının asıl muhatabının dava dışı ... olduğunu belirterek, davacının ... 13 İcra Müdürlüğü"nün 2013/7091 sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, cebri icra tehdidi altında ödenen 247,76 TL"nın faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın dayanağını teşkil eden Avukatlık Kanunu"nun 165.maddesinde, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.” hükmü mevcut olup, davanın sulh ile sonuçlanması halinde, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamını isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E. 1994/60 K. sayılı kararı). Bunun yanında, müvekkille sulh anlaşması yapan karşı taraf için Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen (hasma tahmili gereken) vekalet ücretinden ise müvekkil ile sulh olan karşı tarafın müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Sulhun, anlaşmanın duruşmada olması veya yazılı bir metne dayanması gerekmez. Olayların gelişiminden böyle bir sonucun olduğunun anlaşılması dahi yeterlidir.
Somut olayda, davalı ... ile dava dışı ... arasında akdedilen 04.04.2013 tarihli avukatlık hizmet sözleşmesi ile davacı ..."e karşı 10.04.2013 tarihinde açılan ... 2. Aile Mahkemesi"nin 2013/489 Esas sayılı boşanma davasının dava dışı ... ile davacı ..."in sulh olmaları nedeni ile (feragat sebebiyle) Mahkemece ret kararı verildiği, davalı ..."nin 23.05.2013 tarihli ... 33.Noterliği"nin 11516 yevmiye ile azledilmesi neticesinde Avukatlık Kanunu"nun 165.maddesi gereğince hakettiği akdi ve karşı vekalet ücretini ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7091 sayılı dosyası ile takip başlattığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 08.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davalı avukat ..."nin ..."in vekili olarak hukuki yardım verdiği, ... 2. Aile Mahkemesi"nin 2013/484 Esas sayılı dosyasında, dava devam ederken davacı asıl ..."in davadan feragat ettiği ve aynı tarihte davalı avukatı azlettiği, Avukatlık Kanunu"nun 165.maddesi gereğince sulh ya da her ne suretle olursa olsun takipsiz bırakılan işlerde her iki tarafın avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayıldığı, bu ücretin aynı kanunun 164.maddesi uyarınca hem akdi hem karşı vekalet ücretini kapsadığı tespit edildiğinden anılan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıdaki açıklamalar ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 20.03.2019 tarih ve 30720 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2017/6 esas, 2018/9 karar ve 05.10.2018 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına göre tarafların sulh olması halinde akdi vekalet ücretinden yalnızca vekilin sorumlu olacağı kabul edilmekle birlikte, kanuni(karşı yan) vekaleten ücretleri yönünden her iki tarafın da birlikte sorumlu olduğu ve Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinin uygulanması gerektiği açıktır. Ayrıca, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile içtihadı birleştirme kararlarının derdest davalara uygulanması gerektiği gösterilmiştir. Hal böyle olunca, Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.