12. Ceza Dairesi 2014/17992 E. , 2015/6943 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... Bakanlığı adına düzenlenen dilekçeye istinaden katılma talebinde bulunulduğu ve katılma kararı bu yöndeki talebe dayanılarak verildiği halde, gerekçeli karar başlığında,... Koruma Kurulu Müdürlüğü"nün katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde,... Koruma Kurulu"nun 06/04/1990 gün, 623 sayılı kararı ile tescil edilen, ... Koruma Kurulu"nun 11/08/1992 gün, 2633 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı olarak tescilinin devamına karar verilen sınırlar dahiline yer alan, ... ilçesi, ... köyü, ...mevkii, 144 ada 7 parsele, suç tarihinde sanık tarafından 2.40x2.40 ebatlarında ahşaptan, üstü kapalı bir yapı inşa edilmekte olduğunun tespiti üzerine açılan kamu davası ilgili olarak, 11/08/1992 tarihli tescil kararının suça konu taşınmazın bulunduğu yerde 1992 yılında ilan edildiği anlaşılmakla birlikte, sanığın taşınmazın bulunduğu yerde ikamet etmeyip, buranın nüfusuna da kayıtlı olmadığının anlaşılması karşısında, suça konu taşınmaza ait tapu kaydının bir örneği dosyaya getirtilerek, beyanlar hanesinde, doğal sit alanında yer aldığına ilişkin herhangi bir ibare bulunup bulunmadığı, yine çevrede yaşayan şahıslar tarafından bu yerin niteliğinin bilinip bilinmediği, nihayetinde, müdahalede bulunulan yerin 2. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile mahallinde inşaat mühendisi bilirkişi refakati ile keşif icra edilip, sanığın dosya kapsamında mevcut savunmasında, suça konu uygulamaları, izin alamaması sebebiyle sonradan kaldırdığına ilişkin beyanları da dikkate alınarak, uygulamaların kaldırıldığının ve zeminde geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede herhangi bir hasarın da söz konusu olmadığının tespit edilmesi halinde, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi, uygulamaların kaldırılmadığının anlaşılması halinde ise niteliği belirlenip, bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4 maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler yanlış yorumlanarak, “suç tarihinde suça konu taşınmazın sit alanı içerisinde kaldığına ilişkin tebligat ve ilan yapılmadığından ve yeni yasal düzenleme ile bu husus suçun oluşumu bakımından ön şart sayıldığından” şeklindeki gerekçe ile sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.