12. Ceza Dairesi 2014/18054 E. , 2015/6942 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK 223/2-c maddesi ile Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
31/07/2008 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 2006 yılı olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, ...Yüksek Kurulu"nun 10/07/1981 gün, 36 sayılı kararı ile belirlenen,... Koruma Kurulu’nun 04/06/1990 gün, 623 sayılı kararı ile arkeolojik sit alanı olarak devamına karar verilen ... Antik Kenti sınırlarında kalan, ...ı Koruma Kurulu’nun 11/08/1992 gün, 2233 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenip, ilave olarak doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlarda bulunan, ... Koruma Kurulu’nun 22/06/1993 gün, 3207 sayılı kararı ile üzerindeki yapı korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 1036 numaralı parselde bulunan taşınmaz üzerindeki tescilli yapının müştemilatında, izin kapsamını aşan inşai müdahalelerde bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu uygulamalar öncesinde ... Koruma Bölge Kurulu"na müracaatta bulunularak proje sunulmuş olması, yine yapılması planlanan basit tamiratlar hususunda ...İl Özel İdaresi bünyesinde kurulan koruma uygulama denetim bürosuna müracaat yapılması, 11/08/1992 tarihli Kurul kararının, taşınmazın bulunduğu mahalde usulüne uygun olarak ilan edilmesi ve... Antik Kenti"nin niteliği herkes tarafından bilinmesi gereken mutat yerlerden olması hususu dikkate alındığında, sanığın, suça konu taşınmazın arkeolojik ve doğal sit alanında bulunduğunu, ayrıca korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğine haiz olduğunu bildiği anlaşılmakla birlikte;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın ayrıca 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tek yapı ölçeğinde tescilli kültür varlığı olması nedeniyle, taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında gerçekleştirilen her türlü faaliyetin suç oluşturacağı, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, mahallinde inşaat mühendisi ve tarafsız bir arkeolog bilirkişi refakatinde keşif icra edilip, üzerinde müdahalede bulunulan müştemilatın, özellikleri itibariyle, suça konu kültür varlığının tescil edilmesine esas alınan kriterleri bünyesinde barındırıp barındırmadığı hususu belirlenip, müştemilatın, böyle bir vasfının bulunduğunun anlaşılması halinde, suça konu uygulamalarla kültür varlığına geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar verildiğinin tespiti durumunda, sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun"un 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, müştemilatın böyle bir vasfının olmadığının anlaşılması halinde ise taşınmaz üzerindeki yapı hakkında sonradan hazırlanan projenin ... Koruma Kurulu’nun 21/10/2010 gün 5123 sayılı kararı ile onaylanmış olması sebebiyle, yapının onaylı projeye uygun olduğunun tespiti halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/03/1995 tarih ve 1995/9-41-64 sayılı kararı da dikkate alınarak, sanığın beraatine karar verilmesi, uygulamaların onaylı projeye uygun olmaması halinde ise suça konu taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle, İl Özel İdaresi bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu bulunduğundan sanığın 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler yanlış yorumlanarak, “suç tarihinde suça konu taşınmazın sit alanı içerisinde kaldığına ilişkin tebligat ve ilan yapılmadığından ve yeni yasal düzenleme ile bu husus suçun oluşumu bakımından ön şart sayıldığından” şeklindeki gerekçe ile sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.