Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/496
Karar No: 2020/5134
Karar Tarihi: 06.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/496 Esas 2020/5134 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/496 E.  ,  2020/5134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili; müvekkilerinin murisinin davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigortası poliçesinin olduğunu, vefat teminatının 10.000,00 TL olduğunu, murisin 10/10/2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin söz konusu kredinin davalı sigorta ettiren kurum tarafından kapatılması ve arta kalan tazminatın ise kendilerine ödenmesini talep etmiş olmalarına rağmen davalı sigorta şirketi 03/11/2014 tarihli cevabi yazıları ile bu tazminatı ödemeyi reddettiklerini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin krediyi kullandıran banka görevlisinin bu konuda murisine hiçbir şey söylemediğini, murisin kendi durumu ile ilgili beyanının alınmadığını, sağlık durumunu gizlemesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; yetki itirazında bulunarak, davacıların taleplerinin teminat dışında olduğunu, TTK"nın 1435 madde hükmüne göre sözleşmenin yapılmaması veya daha ağır şartlarla yapılmasını gerektiren hususları bildirme yükümlülüğünün sigortalıya ait olduğunu, sigortalı adayı sağlık beyan formunda sigortalının bizzat imzasının bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesi (6762 sayılı TTK"nun 1290. maddesi) ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü, "sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır" denilmek suretiyle düzenlenmiş ve bu yükümlülüğün kapsamı belirlenmiştir.
    Gerek TTK"nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
    Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, TTK’nın 1439. maddesinde "(1) Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez." 1439/2. fıkrasında ise "rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar;
    bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder" şeklinde düzenlenmiştir.
    Poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının, doğru beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin ve sigortacının TTK"nun 1435 ve 1439. maddedeki hükümlerin uyugulanabilmesi için de sigortalının gizlediği iddia olunan hastalık ile riziko (ölüm) arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Anılan bu tespit ve değerlendirmenin yapılması da, tıbbi ve teknik bilgiyi gerektiren bir iştir.
    Somut olayda, davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 21.10.2012 başlangıç tarihli hayat sigorta poliçesi düzenlenmiş; 10.10.2013 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir. Dava dilekçesinde murisin, baypas sonucu emboli atması nedeniyle beyinde ödem oluşması neticesinde vefat ettiği belirtilmiş olup, ölüm raporunda ölüm nedeninin kayıtlara "doğal ölüm" olarak geçtiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda murisin vefat etmeden önce Mersin Devlet Hastanesi’nin 03.10.2013 tarihli raporunda murisin en son nöroloji servisinde 5 gün yoğun bakım servisinde yattığı, bu süre içerisinde ne gibi tedavilerin uygulandığının belli olmadığı belirtilmiş, ölüm ile hastanede yatma arasında uygun illiyet bağı olmadığı, murisin ölüm nedeninin doğal ölüm olarak geçmesi nedeniyle sigortalının beyanı ile ölüm arasında uygun illiyet bağı olmadığından davacıların sigorta bedeline hak kazandığını tespit etmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece; davacılar murisine ait eksik kalan tüm tedavi ve hastane kayıtlarının ilgili yerlerden getirtilmesi; davacılar murisinde poliçe tanziminden önce mevcut olduğu iddia olunan hastalıklar konusunda uzman doktor bilirkişinin de yer aldığı heyetten rapor alınarak sigorta ilişkisinin kurulmasından önce sigortalı muriste bulunduğu ve sigortacıya bildirilmediği iddia olunan hastalıklar ile ölüm rizikosu arasında illiyet olup olmadığı konusunda, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi