2. Hukuk Dairesi 2014/566 E. , 2014/11017 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kayseri 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :14.11.2013
NUMARASI :Esas no: 2013/117 Karar no:2013/945
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı koca tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 12.05.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK md. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak 11.02.2013 tarihinde açılmıştır. Davalı süre içerisinde verdiği 05.03.2013 tarihli cevap dilekçesinde davanın reddini istemiş, davacı cevaba cevap vermemiştir. Davacı dava dilekçesinde ve yargılamanın hiçbir aşamasında somut bir vakıaya dayanmadığı halde, mahkemece tanık beyanları esas alınarak “davalının olmadık şeylerden sorun çıkararak eşine şiddet uyguladığı, içki içip kavga çıkardığı, eşine, çocuklarına hakaret ve küfür ettiği, eşini küçümsediği, bu nedenle sık sık ayrıldıkları, davacının mecbur olduğundan her seferinde geri dönmek zorunda kaldığını, ancak davalının hatalarının kabul etmediği ve aynı şekilde davranmaya devam ettiği, son beş yıl içerisinde de eşini bir başka kadınla aldattığı ve eşini bu kadınla tanıştırdığı” kabul edilerek tarafların boşanmasına karar verilmiştir.
Sayın çoğunlukla aramızdaki fark davacının dayanmadığı vakıaların, mahkemece hükümde esas alınıp alınamayacağına noktasında toplanmaktadır.
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119/1-e maddesi uyarınca davacı dava dilekçesinde davanın dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte, davalıda aynı Kanunun 129/1-d maddesi gereğince savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte cevap dilekçesinde göstermek zorundadırlar. Bunlar, dava ve cevap dilekçelerindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır. Dava ve cevap dilekçesinde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir.
Kanunda öngörülmüş istisnalar dışında, hakim, iki tarafın birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK md. 25/1). O halde, mahkemece ancak tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde “Boşanmada yargılama usulü” ayrıca düzenlenmiş; anılan maddenin ilk fıkrasında “Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir” hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının genel yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiştir. Boşanmada genel yargılama usulünün uygulanmasına ayrık olan kurallar ve uygulanması gereken özel usuller, Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olmasına karşın; bu sınırlamalar ve istisnalar içinde, tarafların dayanmadığı vakıaların değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Davacının dayanmadığı vakıaların, tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle davalının kusurlu kabul edilmesi ve tarafların boşanmasına karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu sebeple bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.