Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17768
Karar No: 2016/8831
Karar Tarihi: 30.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/17768 Esas 2016/8831 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/17768 E.  ,  2016/8831 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Davacı, aksine kurum işleminin iptali ile kesilen yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    03.08.1981 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi, 13.04.2008 tarihli işten ayrılışı ve 29.04.2008 tarihli tahsis talebine istinaden 01.05.2008 tarihinden itibaren 450 gün 5434 sayılı Kanun, 119 gün askerlik borçlanması ve 4531 gün de 506 Sayılı Yasa kapsamında geçen hizmetleri dikkate alınarak 2829 sayılı Yasa uygulanmak suretiyle toplamda 5100 gün ile 506 Sayılı Yasanın geçici 81’inci maddesi kapsamında 25 yıl, 46 yaş ve 5075 gün şartları üzerinden yaşlılık aylığı bağlanan 02.01.1956 doğumlu davacının hizmet döküm cetvelinde geçen 18.01.2006-30.11.2006 tarihleri arasındaki sürede bildirim yapan davadışı şirket hakkında yapılan denetimler sonucunda 01.12.2005 tarihi ile 31.12.2007 tarihleri arasındaki tüm sigortalılık bildirimlerinin iptali ile davacının da ifadesinde işyerinin adresini bilmemesi, işyerindeki yetkililerini tanımaması ve işyeri adına herhangi bir yazılı belgede adının geçmemesi nedenleriyle 18.01.2006-30.11.2006 tarihleri arasındaki sürenin fiili çalışmaya dayalı olmaması nedeniyle iptali ile giderek yaşlılık aylığı şartlarının kaybı nedeniyle 24.09.2012 tarihli kurum işlemi sonrasında, 24.06.2008-24.08.2012 tarihleri arasında ödenen aylıkların iadesi için yapılan tahakkuk işlemine karşı eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece verilen karar yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Eldeki davada, davacının kendi beyanı, kurumca yapılan çalışmalar, 5510 Sayılı Yasanın 59’uncu maddesi kapsamında aksine herhangi bir yazılı delilin bulunmayışı dikkate alındığında davacının 314 günlük iptale konu bildirim sürelerinde, fiilen çalışmadığına dair mahkeme yaklaşımı isabetli ise de; yaşlılık aylığına müstehak olduğuna dair iddiası bakımından, davacının Kuruma başvuruda
    bulunduğu tarih itibarıyla tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi durumunda, özellikle, Anayasa’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141. maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm, 6100 sayılı Kanunun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesinde yer alan, hâkimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme, sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında, bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen aybaşından itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin hüküm kurulmalı, kuşkusuz, yargılama aşamasında aylık bağlama koşulları gerçekleşen sigortalı yönünden tahsis talep günü itibarıyla şartlar oluşmamakla Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmelidir.
    Yapılan açıklamalar ışığında, 02.01.1956 doğumlu davacı hakkında, 506 Sayılı Yasanın geçici 81’inci maddesinin “C” bendi kapsamında 58 yaşını doldurduğu tarih itibari ile 15 yıl sigortalılık 3600 gün ve 58 yaş koşulları bakımından tahsise hak kazanıp kazanmadığı davalı Kurumdan da sorulmak suretiyle davacının durumu irdelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 30.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi