Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davaların kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava ve birleştirilen dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1)Kamulaştırmasız el atma davalarında Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsalara kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal olarak incelenen taşınmaz limited şirkete satılmış olup, özel amaçlı bu satışın somut emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, emsal taşınmaz satış tarihinde parselasyon işlemi görmüş imar parseli, dava konusu taşınmaz ise değerlendirme tarihi itibariyle kadastro parseli olduğu halde, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatından düzenleme ortaklık payı düşülmeden hesap yapıldığından bilirkişi raporu geçersizdir. Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2)Birleştirilen dava yönünden dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı 180.000,00-TL olduğu ve davacı tarafça ıslah yapılmadığı halde, talep aşılmak suretiyle karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.