14. Hukuk Dairesi 2019/2513 E. , 2020/2844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.01.2014 gününde verilen dilekçe ile asıl davada tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 09.01.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen dosya davalısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava temliken tescil veya yapı bedeli tazmini, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 7101 ada 6 parseldeki taşınmazın önceki paydaşından yer satın aldığını, bina yaptığını uzun yıllardır da kullanımına engel olan olmadığını, bina değeri arsa değerinden fazla olduğundan ve davacı da iyiniyetli olduğundan taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili olmazsa yapı bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve Mesut vekili de, davanın reddini savunarak birleştirilen davada elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talebinde bulunmuştur.
Mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davada ecrimisil isteminin kabulüne, diğer talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin temyizleri üzerine Dairemiz 24.10.2018 tarihli 2016/6278 Esas, 2018/7092 Karar sayılı ilamında "...1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 3/2. maddesinde; "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekiline tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunur." hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davanın ret gerekçesi tüm davalılar için tek olduğundan, davalılar lehine tek vekalet ücretine yönelik hüküm verilmesi gerekir..." gerekçesiyle bozma kararı vermiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece; "asıl davada davalılar vekillerinin sarf ettiği emek ve mesaiye karşılık 6.156,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine, 9.633,00TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine, 4.164,00TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak ..."ne verilmesine" şeklinde karar verilmiştir.
Hükmü, davacı - birleştirilen dosyada davalı vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür ve hüküm bir bütündür. Mahkemece Dairemizin bozma kararından sonra hüküm tekrarı ile tüm talepler yönünden yeniden bir hüküm kurulmadan yalnızca vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesine aykırı görülmüş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı - birleştirilen dosyada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemeye yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.