20. Hukuk Dairesi 2013/11014 E. , 2014/3077 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... Köyü 1660 parsel sayılı taşınmazın, tapuda ... A.Ş. adına kayıtlı olduğunu, ... A.Ş."nin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu"nun 27.10.2000 tarihinde aldığı karar ile TMSF" ye ait olan ... ile birleştirildiğini; BDDK" nın 19.07.2001 tarihinde aldığı kararı ile ..." ın TMSF" ye devredildiğini, TMSF"nin 07.12.2005 tarihinde aldığı kararla ... olarak değiştirilmesiyle ..."ta varlığının sona erdiğini; dava konusu yerin 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığını, 1960 yılında 5602 sayılı Kanuna göre yapılan tapulama çalışmalarında taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde yer almasına rağmen, arazi kadastro ekiplerince bu durum gözönüne alınmadan taşınmazın ikinci kadastrosu yapılarak, davalı adına yolsuz sicil oluşturulduğunu, Tapulama Kanununun 46/2 ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması ve yolsuz tescilin malike mülkiyet hakkı kazandırmaması sebebiyle, dava konusu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili ve davalıların elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, ... Köyü, 1660 nolu parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu, 1977 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan 2. madde uygulaması ve 1988 yılında da 3302 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş tahdit haritası ve eski tarihli belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada; orman tahdit hattı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet
ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3, 4 ve 5. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı Orman Yönetimi üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.M.U.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17.03.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.