Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3830
Karar No: 2016/8818
Karar Tarihi: 30.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/3830 Esas 2016/8818 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/3830 E.  ,  2016/8818 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, 01.07.1988–07.07.2013 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun ve 07.07.2013 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir..
    Mahkemece, bozma sonrasında ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    Eldeki davada mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 26.05.2014 günlü ve 2014/1777E., 2014/13732K. sayılı ilamıyla davacı hakkında 1479 sayılı Yasa kapsamında makul süreyi aşacak şekilde 1 yıl 1ay 18 günlük zorunlu sigortalılık nedeniyle davacının talebine konu dönemde 2926 sayılı Yasanın 2,3,6 ve 10’uncu maddeleri kapsamında prim ödemesi, Kuırum hesabına geçen tevkifat ve tarımsal faaliyet araştırması yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    2926 sayılı Kanunun 2’nci maddesine göre; kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyetlerde bulunanlar .. sayıldıkları gibi, 6’ncı madde hükmü gereğince; bu kişilerin sigortalılıkları, tarımsal faaliyetlerine son verdikleri tarihte veya diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sona ermektedir. Bununla birlikte, 5’inci maddede açıklanan sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı hükmü, 9’uncu maddede yer alan Kurum’un resen tescil yükümü ile birlikte gözetildiğinde, farklı sosyal güvenlik kanununa tabi zorunlu sigortalılığı başlaması nedeniyle tarım Bağ – Kur sigortalılığı sona erdirilen kişinin, kabul edilebilir (makûl) süre uzunluğundaki söz konusu çalışmasının bitiminde 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığının yeniden ve kendiliğinden başlatılması gerekmekte ise de, bunun için tarımsal faaliyette bulunulduğunun kanıtlanması da zorunludur.
    Kanunun 3’üncü maddesinin (b) bendinde; tarımsal faaliyetin, kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya özgü yerlerde kendi adına ve hesabına yapılabileceği belirtilmiş olup, sigortalıların tescil işlemlerinde esas alınması gereken kayıtlar 10’uncu maddede açıklanmıştır. Zorunlu ... temel koşulu, kendi adına ve hesabına bağımsız gerçekleştirilen tarımsal faaliyet olgusu olduğundan, anılan faaliyetin bulunmadığı/kesintiye uğradığı sürelere yönelik olarak ilgilinin sigortalılığından söz edilemeyeceği de açıktır.
    Diğer taraftan; tescil veya tevkifata dayalı olarak başlayan ... devamı sürecinde devreye giren ve kabul edilebilir (makûl) süreden fazla devam eden farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi zorunlu sigortalılık nedeniyle kesintiye uğrayan tarım Bağ - Kur sigortalılığının hangi koşullarda yeniden başlayacağına ilişkin hukuksal soruna gelince; 2926 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılığı devam eden kişinin 506, 1479 veya 5434 sayılı Kanunlar kapsamında zorunlu sigortalı veya iştirakçi olması ve bu statünün kabul edilebilirliği aşacak nitelikte uzun bir süre devam etmesi durumunda, tarımsal faaliyet aralıksız sürdürülse dahi ...yeniden başlayabilmesi için, tescil başvurusu veya prim ödeme veya ürün teslimatına dayalı prim tevkifatı olgularının gerçekleşmesi zorunlu olup, bu takdirde sigortalılık, başvuru tarihini veya prim ödeme tarihini veya kesinti tarihini izleyen aybaşından itibaren geçerli olmak üzere yeniden başlatılabilecektir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2007 gün ve 2007/21-73 Esas, 2007/71 Karar numaralı ilamı ile 03.10.2007 gün ve 2007/10-658 Esas, 2007/718 Karar sayılı ilamında da aynı yaklaşım benimsenmiştir.
    Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Eldeki davada mahkemece, sigortalılığın varlığını tespit etmeye yönelik infaza elverişli bir
    tespit hükmü kurulmadığı gibi, tarımsal faaliyetin varlığına yönelik olarak yapılan araştırmanın da yeterli olduğu söylenemez. Ayrıca davalı kurumca davacının 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 12.06.1989 tarihinde sonlandırıldığı ve sonradan yapılan prim ödemelerine göre davacı hakkında 2008-2013 yılları arasında herhangi bir sigortalılık kabul edilmediği göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Bu açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş sonraki tarihli prim ödemelerinin sigortalılık bahşetmeyeceği hususu hatırda tutularak, 25.07.2008 tarihi ile 07.07.2013 tarihleri arasında davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığı gerektirecek şekilde tarımsal faaliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırmayı yapmak, bu kapsamda davacının 2926 ve 5510 sayılı Kanun kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetinin varlığı ve ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı (özel şirketçe yapılmış ise Kurum kayıtlarına intikalinin) bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırmak ihtilaf konusu dönemde tarımsal faaliyetin bulunmadığının belirlenmesi halinde, 25.07.2008 tarihinden itibaren yapılan prim ödemelerin, davalı Kurumun kabul ettiği 2926 ve 1479 sigortalılık süreleri için ödenmesi gereken prim borçları dışında kalan kısmının, yazılı talep olmasa bile isteğe bağlı sigortalılık iradesi yerine geçtiği gözetilerek, 5510 sayılı Kanunun 50 ve devamı maddeleri kapsamında ihtilaf konusu dönemde isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre belirlenmeli ve bu çerçevede varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi