8. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/978 Karar No: 2012/6788 Karar Tarihi: 06.07.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/978 Esas 2012/6788 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesi'nin verdiği karar, Yargıtay tarafından incelenmiştir. Davacı, Hazine ile aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabul edilmesini talep etmiş, bunun üzerine mahkeme her iki parsel hakkındaki davanın kabulüyle, davacı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar vermiştir. Ancak davalı temsilcisi, açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Davanın kazanılmasının sebebi, zilyetlik ve mirastan intikal meselesidir. Veraset belgesine göre, mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazların tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi gereğince, tereke dahil taşınmazlar üzerindeki tasarrufi işlemler bakımından oybirliği aranır. Davacı, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Ancak diğer mirasçılar da bulunmaktadır ve dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir. Bu nedenle davanın bu nedenle reddedilmesi gerekmektedir. Kararda, mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası için TMK.nun 713/1 maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi referans gösterilmiştir.
8. Hukuk Dairesi 2012/978 E. , 2012/6788 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair .... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 29.04.2011 gün ve 14/148 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde, 103 ada 44 ve 45 sayılı parsellerin kadastro çalışmaları sırasında davalı ... Hazinesi adına tespit ve tescil edildiğini uzun yıllardan beri kendisi tarafından kullanıldığını, babasından kendisine intikal ettiğini, şehir dışında olması nedeniyle Hazine adına yazıldıklarını açıklayarak anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptalleriyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... temsilcisi 01.02.2011 tarihli yargılama oturumunda, açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, her iki parsel hakkındaki davanın kabulüyle, davacı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 .maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava koşulu üzerinde durulmamıştır. Davacı dava dilekçesinde taşınmazların babasından kaldığını bildirmiş, babasından kendisine intikal biçimi konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da dava konusu taşınmazların davacının babasından kendisine kaldığını bildirmişler ancak intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Dosya arasında bulunan muris ...’nın veraset belgesine göre murisin 21.11.2007 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Ölüm tarihi itibarıyla murisin terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazların tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi gereğince tereke dahil taşınmazlar üzerindeki tasarrufi işlemler bakımından oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olup tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir. Veraset belgesine göre davacı dışında murisin başka mirasçıları da bulunmaktadır. Davacı sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuş tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesi konusunda herhangi bir isteği bulunmamaktadır. Bu nedenle terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın bu gerekçeyle yani dava koşulundan reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir. Dava koşulu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulur. Davalı ... temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 06.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.