Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1755
Karar No: 2014/7072
Karar Tarihi: 07.04.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/1755 Esas 2014/7072 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/1755 E.  ,  2014/7072 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R
    A)Davalı şirket vekilinin manevi tazminat davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 1. Maddesinde “Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümlerinin Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmayacağı, geçici 3. Maddesinde ise Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete" de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar,1086 sayılı HUMK’ nun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı” düzenlenmiştir. Anılan düzenleme gereğince uygulanması gerekli olan HUMK"nun 427. maddesindeki 40,00-TL olan kesinlik sınırı ise parasal sınırları değiştiren 5219 sayılı yasanın 2/c maddesi ile 21.7.2004 tarihinden itibaren verilecek kararlarda 1.000,00 TL’ye çıkarılmıştır. Diğer bir deyişle 21.7.2004 tarihinden itibaren verilen kararların temyiz edilebilmesi için hüküm altına alınan miktarın 1.000,00-TL’yi geçmesi gerekir.
    Öte yandan HUMK’na 5236 sayılı yasanın 19.maddesi ile eklenen Ek-4.maddeye göre ise “Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtay’da duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on milyon lirayı (10,00-TL) aşmayan kısımları dikkate alınmaz.”
    2012 yılında bu parasal sınır 1.690,00TL.olarak uygulanmıştır. 10.11.2012 Gün ve 28463 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen Maliye Bakanlığı’na ait 419 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, 2012 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 7,80 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2013 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 1.820,00. TL"yi geçmesi gerekir.
    Somut olayda ise davalı şirket aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarının yalnızca 750,00TL olduğu anlaşılmıştır.
    Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktar itibariyle kesin nitelik taşıdığından 1.6.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da göz önünde tutularak temyiz eden davalı şirket vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
    B) Davalı şirket vekilinin maddi tazminat davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Dava, 09.06.1998 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, mahkemece 15.634,26TL maddi, 750,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, 09.06.1998 tarihinde uğranılan iş kazasına dair öncesinde 1998/334 Esas sayılı dosya ile dava açıldığı, bu davanın davalılarının... Seyehat İnş.ve Yapı Mal.Tic.Ltd.Şti ve ... Nak. Ve Tic.Ltd.Şti"nin olduğu, kısmen kabulüne karar verilen davada 500,00TL manevi 7433,36TL maddi tazminatın davalı ... Nak. Ve Tic.Ltd.Şti"den tahsiline karar verilirken diğer davalılar bakımından açılan davaların reddolunduğu, iş kazasının davalı ... End.A.Ş tarafından işletilen limanda meydana gelip bu limanın tahmil tahliye işlerinin asıl işveren ... Gemi End.A.Ş tarafından ... Nak. Ve Tic.Ltd.Şti"ne verildiği ve kazalının taşeron ... Nak. Ve Tic.Ltd.Şti çalışanı iken zararlandırıcı sigorta olayına maruz kaldığı, maddi tazminat davası bakımından dava değerinin 21.03.2012 tarihli ıslah ile 14.610,14TL"ye artırıldığı, davalı şirket vekilince ıslahen artırılan maddi tazminat kısmı için süresinde zamanaşımı definde bulunulduğu, Dairemizin 08.04.2013 tarih 2012/22749Esas-2013/6881 Karar sayılı kararı ile Mahkeme"nin 04.10.2012 tarihli ilk kararının bozulduğu, Mahkemenin bozma ilamına uyduğu, davacı vekilinin Dairemiz bozması sonrasında verdiği ikinci ıslah dilekçesi ile 1.024,12TL daha maddi tazminat istemende bulunduğu anlaşılmıştır.
    Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir.
    Bunun yanında 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak,aynı yasanın 177. Maddesine göre ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılacağının düzenlemesi karşısın da Yargıtay’ın bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 gün 1944/10 E. 1948/3 K. Sayılı kararı da bu yöndedir.
    Somut olayda, davacının 09.06.1998 tarihindeki iş kazasına ilişkin dava dilekçesi ile talep ettiği 1.000,00TL dışındaki maddi zararı bakımından 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 21.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi talebini artırdığı ve davalı yanca da ıslahen artırılan maddi tazminat kısmı için (13.610,14TL için) süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşıldığından, Mahkeme"nin 21.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile artırılan maddi tazminat isteminin kabulüne karar vermesi hatalı olduğu gibi yine yukarıda açıklandığı üzere davacının bozma sonrası verdiği ikinci ıslah dilekçesini itibar edilerek talep edilen 1.024,12TL"lik maddi tazminatın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş; 21.03.2012 tarihli ıslah ile artırılan maddi tazminat kısmı olan 13.610,14TL bakımından alacağın zamanaşımına uğrayıp davalı yanca süresinde zamanaşımı definde bulunulduğunun anlaşılması nedeniyle, yine davacı tarafından 08.04.2013 tarih 2012/22749Esas-2013/6881 Karar sayılı bozma kararı sonrası yapılan ikinci ıslah ile istenen 1.024,12TL bakımından ise bozma sonrası ıslahın mümkün olmaması nedeniyle maddi tazminat istemlerinin ıslahen artırılan kısımları için davanın reddine karar vermektir.
    O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı şirket vekilinin manevi tazminat davasına ilişkin temyiz isteminin REDDİNE, 2-Davalı şirket vekilinin maddi tazminat davasına ilişkin temyizi bakımından ise hükmün BOZULMASINA,
    temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 07.04.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi