Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2274
Karar No: 2013/6308
Karar Tarihi: 29.4.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/2274 Esas 2013/6308 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanın muvazaalı olarak taşınmazları devrettiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Mahkeme, davacıların S'nin mirasçıları olduğu için aktif husumet yokluğu nedeniyle, diğer davacıların ise muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak Yargıtay, eksik araştırma yapıldığı ve yargılama sırasında ölen bir mirasçının temsil edilmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Muvazaada, tapuda yapılan resmi bir sözleşmede gerçek irade ve amacın gizlenerek miras hakkından yoksun bırakmak amaçlanır. Mirasçılar, resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespiti ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi, bu tür durumlarda delillerin eksiksiz toplanması ve doğru şekilde değerlendirilmesinin önemine işaret etmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2013/2274 E.  ,  2013/6308 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YALOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 04/12/2012
    NUMARASI : 2005/448-2012/519

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın S.nin mirasçıları olan davacılar yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, A."nin mirasçıları olan davacılar bakımından ise muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece, S.mirasçıları olan davacılar yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, A."nin mirasçıları olan davacılar bakımından ise muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden miras bırakan H.e ait çekişme konusu 50, 66, 233, 243, 299 ve 335 parsel sayılı taşınmazlarla miras bırakan tarafından 22.09.1969 tarihinde kızları olan F.ve diğer davalıların murisi olan H..1/2"şer hisse ile satış suretiyle devredildiği, davacıların anılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, murisin 14.03.1977 tarihinde öldüğü ve 2010/64 E ve 2011/376 K sayılı hasımlı verasetin iptali kararı ile geride mirasçı olarak kızı F. kızı A.nin çocukları A.G., M., H., Ç.ile oğlu İ."in eşi N.çocukları T., O., murisin kızı H.in çocukları H., A. O.ve H."in ölen oğlu H."in eşi A.ve çocukları İsmail ve Ömer"in kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince, murisin dava konusu taşınmazlar dışında mal varlığı olup olmadığı, mal satmaya ihtiyacı bulup bulunmadığı, gerçek iradesinin satış olup olmadığı hususlarının hüküm kurmaya yeterli olarak araştırıldığı söylenemez.
    Kabule göre de, yargılama sırasında ölen davacı S."nin mirasçısı olan S."a davanın tebliğ edilmediği gibi adı geçenin vekille de temsil olunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar nazara alınmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi