20. Hukuk Dairesi 2013/10846 E. , 2014/3069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Elbistan Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2013/39 - 2013/37
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, zilyetliğe dayanarak, yörede 2009 tarihinde ilk kez yapılan ve 17.03.2009 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında ..... Köyünde bulunan taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu iddia ederek, bu yere ait sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.03.2013 gün ve 2013/1558 - 3232 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı, 6 aylık süre içinde orman kadastrosuna itiraz davası açtığına göre, öncelikle taşınmazın orman tahdidi içine alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekir. Yapılan keşif, uygulama ve alınan orman bilirkişi raporuna dayalı araştırma ve inceleme de, taşınmazın kısmen tahdit haritası kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Ne var ki; uygulama yapılırken orman çalışma tutanakları incelenmemiştir. Orman kadastro tutanaklarının taşınmaza ilişkin 57, 58 ve 59 nolu orman sınır noktalarının tarifinde; “57 nolu orman sınır noktasından itibaren orman sınır hattı kuzey yönde düz hatla sağ taraf Çakıltepe Devlet Ormanı, sol tarafta H.H... K..’ya ait bahçe olmak üzere takiple bu bahçenin doğu kenarına gelindiği tesbit edilerek buradaki yerli kayaya 58 nolu orman sınır noktası tesis edildi. Bu noktadan itibaren orman sınır hattı kuzeybatı yönde düz hatla sağ taraf Çakıltepe Devlet Ormanı, sol taraf aynı bahçe olmak üzere takiben bu bahçesenin kuzeyine H.H.. K..’ya ait arazinin güney köşesindeki direğe gelindiği tesbit edilerek, bu direğe 59 nolu orman sınır noktası tesis edilmiştir.” denilmiştir. 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı, “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü gereğince, orman tahdit haritalarının çalışma tutanaklarına uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Orman tahdit haritası ile tutanaklarının zeminde çeliştiği durumlarda tutanaklara değer verilmek suretiyle soruna çözüm bulunabilir. Yapılan orman kadastrosu henüz kesinleşmediğine, tutanaklardaki anlatımlara göre de davalı taşınmaz tahdit
dışında bırakıldığına göre, mahkemece tutanaklara uygun kroki düzenlettirilmek suretiyle taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığının tesbitine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, fen bilikişisi R.. S.."ün 22/10/2013 tarihli raporunda yeşil renk ile göstermiş olduğu 240,16 m2 ev ve bahçe alanının orman sınırları dışına çıkarılarak, aynı adanın son parsel numarası verilerek H.. K..." nın aşağıda isimleri yazılı mirasçıları adına belirtilen hisseleri oranında; 8/32 payın M... kızı, 01/07/1923 doğumlu S.. K.. adına, 3/32 payın Hüseyin oğlu, 01/04/1951 doğumlu İ.. K.. adına, 3/32 payın Hüseyin oğlu, 17/02/1954 doğumlu K.. K.. adına, 3/32 payın Hüseyin oğlu, 24/01/1960 doğumlu C.. K.. adına, 3/32 payın Hüseyin kızı, 25/03/1962 doğumlu H.. K....adına, 3/32 payın, Hüseyin oğlu, 10/03/1967 doğumlu C.. K.. adına, 3/32 payın, Hüseyin kızı, 23/06/1966 doğumlu N... M.. adına, 3/32 payın Hüseyin oğlu, 13/10/1971 doğumlu Y.. K.. ve 3/32 payın, Hüseyin kızı, 13/10/1971 doğumlu Z.. K.. adına tapuya tesciline; orman sınırlarının fen bilirkişisi R.. S.."ün 22/10/2013 tarihli raporunda belirtmiş olduğu krokideki ev ve bahçenin çıkartılarak kesinleştirilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişi Ü.. Y..ın raporunda taşınmazın 8,33 m2"lik kısmının orman sınırları içinde kaldığı bildirildiği halde, hükme atıf yapılan fen bilirkişi R.. S.."ün 22.10.2013 tarihli raporunda 240,16 m2"lik kısım orman sınırları içinde gösterilmiş, mahkeme, bu kısım hakkındaki davayı kabul ederek, bu kısmın orman sınırları dışına çıkarılarak davacılar adına tesciline karar vermiştir. Kadastro mahkemesi tutanak düzenlenmeyen yere ilişkin tescil kararı veremeyeceği gibi tapusuz taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tescili görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. Kaldı ki, bozma kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın tamamı orman tahdit tutanaklarına göre tahdit dışında kalmakta, ancak, orman tahdit haritasının tutanaklara uygun düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, orman kadastro tutanaklarının taşınmaza ilişkin 57, 58 ve 59 nolu orman sınır noktalarının tarifinde; “57 nolu orman sınır noktasından itibaren orman sınır hattı kuzey yönde düz hatla sağ taraf Ç... Devlet Ormanı, sol tarafta H. Hüseyin Küçükkaya’ya ait bahçe olmak üzere takiple bu bahçenin doğu kenarına gelindiği tesbit edilerek buradaki yerli kayaya 58 nolu orman sınır noktası tesis edildi. Bu noktadan itibaren orman sınır hattı kuzeybatı yönde düz hatla sağ taraf Ç.. Devlet Ormanı, sol taraf aynı bahçe olmak üzere takiben bu
bahçesenin kuzeyine H.H... K..’ya ait arazinin güney köşesindeki direğe gelindiği tesbit edilerek, bu direğe 59 nolu orman sınır noktası tesis edilmiştir.” denilmektedir. 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı, “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü gereğince, orman tahdit haritalarının çalışma tutanaklarına uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Orman tahdit haritası ile tutanaklarının zeminde çeliştiği durumlarda tutanaklara değer verilmek suretiyle soruna çözüm bulunabilir. Yapılan orman kadastrosu henüz kesinleşmediğine, tutanaklardaki anlatımlara göre de davalı taşınmaz tahdit dışında bırakıldığına göre, mahkemece tutanaklara uygun kroki düzenlettirilmek ve tahdit hattının bu şekilde düzeltilmesi suretiyle taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığının tesbiti gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulü ile taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 17/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.