MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... vekili, ..., ... ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kadastro çalışmalarında, ... Köyü 3622 ada 2 parsel sayılı 2104,90 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve kullanıcısının "..." olduğu beyanlar hanesine yazılarak, Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazın kendilerine ait olduğu iddiasıyla, Hazine adına yapılan tesbitin iptali ve adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlar, bu dosyalar birleştirilerek görülmüştür.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince Hazine lehine orman dışına çıkarılan yerlerden olduğu, bu tür yerlerin kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmazlardan olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi hükmü gereğince, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağından, asıl ve birleşen davaların reddine, beyanlar hanesine kullanıcı olarak ismi yazılan ...’ten önce davacı ve birleşen dosya davacısının ortak murisi olan Hediye Yılmaz tarafından taşınmazın kullanıldığı anlaşılmakla birlikte, itiraza konu kadastro tespitinin, malik belirlemeye değil, yalnızca kullanıcı ve muhdesat sahibi belirlemeye yönelik olması nedeniyle mirasçılık hükümleri ve eklemeli zilyetlik hükümleri uygulanamayacağı için, murislerinin geçmişe yönelik kullanımlarından davacıların yararlanmasının söz konusu olamayacağı, keşif sonunda davacı ..."ın da belirttiği gibi, Hediye Yılmaz’ın yaşlanana kadar burayı tarla olarak kullanmakla birlikte ölümünden sonra mirasçılardan kullanan olmadığı gibi, orman olduğu belirlendikten sonra babasının ve kendisinin de hiç kullanmadığı, kadastro tesbit tarihi olan 05/02/2010 tarihi itibarıyla ve öncesinde ...’ün kullandığı ve dolayısıyla tespitin doğru olduğu anlaşıldığından, beyanlar hanesine yönelik davaların da reddine karar verilerek, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm ... vekili, ..., ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastrosunun askı ilân süresi içinde açılan, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın mülkiyetine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 18.03.2003 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 17/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.