Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/9449
Karar No: 2015/6872
Karar Tarihi: 27.04.2015

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/9449 Esas 2015/6872 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2014/9449 E.  ,  2015/6872 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : Beraat

    Taksirle yaralama suçundan sanık ..."ün beraatine, sanık ..."nin mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-)Sanıklar ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından faillerin kusurunun bulunmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanıkların atılı suçtan beraatlerine dair kararda hüküm fıkrasında uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 1. ve 2. bendindeki “karşısında” ibaresinden sonra gelmek üzere “CMK"nın 223/2-c” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-)Sanık ..."in beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Olay tarihinde sanık ..."in idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, iki yönlü yolda, gündüz vakti saat 14:30 sıralarında seyri sırasında, aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönüne göre sağında kalan elektrik direğine çarpması sonucunda aracın spin atıp burnunun geldiği yönü gösterir şekilde kaldırımdaki elektrik direğinden 6 metre uzaklıkta durduğu, sanık ... ve araçtaki iki yolcunun araçtan inerek çarptıkları elektrik direğinin bulunduğu taraftaki ağaçlık alana geçip yardım bekledikleri sırada, yolun kenarına gelip beklemekte olan yaralılara su götürerek yardımda bulunmak isteyen...’nun, o yönde yaralılara doğru yürüdüğü sırada araba çarpması sonucu sallanan elektrik direğindeki fincanından kurtulan elektrik telinden geçen elektrik akımının ölenin vücudundan geçmesi nedeniyle solunum ve dolaşım yetmezliğinden dolayı öldüğü olayda;sanığın eylemi ile ölüm arasında nedensellik bağı bulunduğu gözetilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi;
    Kanuna aykırı olup katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 27.04.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ:

    Sanık ...’in ...’nun ölümünde kusurunun bulunmadığını düşündüğümüzden aşağıdaki gerekçelere sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyoruz.
    Şöyle ki:
    1-Sanık...dikkatsiz ve özensiz bir şekilde kullandığı araç ile yoldan çıkarak yol kenarındaki elektrik direğine çarpması sonucu oluşan olayda kusuru vardır. Ancak yaralılar şikâyetçi olmadığından bu olay dava konusu edilmemiştir. Bu kazadan sonra sanık...ve yanındaki yararlılar yol kenarında ambulans beklerken yaklaşık 5 dakika sonra elektrik telinin düşmesi sonucu yardıma gelenlerden biri olan ölen ... elektrik çarpması sonucu ölmüştür.
    2-Taksirin unsurlarından olan neticenin öngörülebilir olması da bu olayda gerçekleşmemiştir. Taksirli suçlarda toplumun kendisine yüklediği dikkat ve özen vazifesini ihlal ederek zararlı neticeye sebep olan ferdin cezalandırılacağı kabul edilmiştir. Söz konusu vazifenin yerine getirilmesi, her vazifenin yerine getirilmesinde aranan bir imkânın varlığına bağlıdır. İşte bu imkân neticenin öngörülebilir nitelikte olmasıdır. Bu bakımdan öngörebilmenin imkânsız olması durumunda taksirden söz edilemez. Gerçekten öngörülemeyen bir neticeye engel olunabilmesi de düşünülemez. Engel olunabilmesi düşünülemeyen bir neticeden de faili kusurlu tutmak mümkün değildir. (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel hükümler, 10.Baskı, s.227) Olayımızda hem sanık, hem de yardıma gelen diğer tanıklar ve ölen elektrik telinin düşebileceğini öngörmemişlerdir. Öngörülmesi mümkün olmayan bir olayda da dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulmadığı da ileri sürülemez. Böylece öngörülemeyen bir olayda taksirin unsurlarından olan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılığın bulunduğu da söylenemez.
    3-Sanık ...’in kusurlu hareketi ile trafik kazası meydana gelmiş, bu kazada sanığın aracının elektrik direğine çarpması sonrası telin kopması ile ölüm arasında illiyet bağı vardır. Ancak illiyet bağının olması sanığın hukuki sorumluluğu sonucunu doğurur. Buna mukabil taksirinin diğer unsurları olan yukarda sözünü ettiğimiz unsurlarından dikkat ve özen görevinin yerine getirilmemesi ve neticenin öngörülebilir olması koşulları gerçekleşmemiştir. İlliyet bağının olması hem sanık ... hem de elektrik idaresinin hukuki sorumluluğu sonucunu doğurur, ancak ceza hukuku anlamında taksirin bütün unsurları bu olayda gerçekleşmediğinden sanığın ölümle sonuçlanan bu kazadan dolayı sorumlu tutamayız.
    Sonuç olarak; meydana gelen ölüm olayında sanığın kusuru bulunmadığından mahalli mahkemenin beraat kararı sonuç itibariyle doğrudur. Sayın çoğunluğun taksirin bir unsuru olan illiyet bağının olayda bulunduğundan hareketle sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine dair bozma görüşlerine açıkladığımız bu nedenlerden dolayı katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi