14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/13239 Karar No: 2014/2247 Karar Tarihi: 20.02.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/13239 Esas 2014/2247 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/13239 E. , 2014/2247 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.07.2009 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiş, mahkemenin 20.12.2013 tarihli 2009/416 E. 2012/655 K. sayılı ek kararıyla temyiz talebinin süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz isteğinin süreden reddine karar verilmiştir. Ek karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalıya mahkeme kararının 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle öncelikle anılan madde uyarınca geçerli tebligatın ne şekilde olacağının irdelenmesi gerekmektedir. Tebligat Kanununun 21. maddesine göre kendisine tebligat yapılacak kimse, gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ya da memuruna imza karşılığı teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin 1. fıkrası uyarınca da tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden veyahut zabıta amir veya memurlarından soruşturularak, alınan beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması gerekir. Bu yön özellikle Tebligat Kanununun 23. ve Tüzüğün 33. maddelerinde de ayrıca vurgulanmıştır.Davalıya çıkarılan tebligatlar incelendiğinde; ....Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/416 E. 2012/655 K. sayılı 20.12.2012 tarihli kararının Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligata “en yakın komşusu ..... haber verildiği”nin yazıldığı ancak muhatabın komşusunun beyanının tebliğ mazbatasına yazılmadığı gibi imzasının da alınmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece yapılan ilk tebligat işleminin kanun ve tüzük hükmüne uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Daha sonra davalının istemi üzerine kararın yeniden davalıya usulüne uygun olarak 26.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekilinin kararı 10.04.2013 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla temyiz isteminin süresi içerisinde yapıldığı sabit olduğundan mahkemenin temyiz isteğinin süreden reddine ilişkin 20.12.2013 tarihli 2009/416 E. 2012/655 K. sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, işin esastan incelenmesine geçilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.