14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/905 Karar No: 2014/2212 Karar Tarihi: 20.02.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/905 Esas 2014/2212 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/905 E. , 2014/2212 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.05.2009 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 03.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_ Dava, meraya vaki elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı Yanal Köyü tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı, davalının köylerine ait merayı sürüp ekmek suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek 125 ada 6 parsel sayılı meraya elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın babasından kaldığını, tapulu taşınmazı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava şartı olan kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır. Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Somut olayda;...Kadastro Mahkemesi"nin 2007/4477 Esas, 2010/439 Karar sayılı dosyasında, davacının .... Hazinesi, davalının ... olduğu, davanın kadastro tespitine itiraz olup 125 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı adına yapılan tespitinin iptali ile mera olarak sınırlandırılmasının istendiği, davanın kabulüne dair verilen kararın 05.04.2012 tarihinde kesinleştiği, görülmekte olan davada ise Yanal Köyü tüzel kişiliğinin davacı olup ... aleyhine 125 ada 6 parsel sayılı taşınmaza elatmasının önlenmesinin istendiği, dolayısıyla her iki davanın tarafları ve dava sebebinin aynı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi doğru değildir. Ancak, dava konusu edilen 125 ada 6 parsel sayılı taşınmaza Kadastro Mahkemesi"nin 05.04.2012 tarihinde kesinleşen 2007/4477 Esas, 2012/439 Karar sayılı kararı ile mera vasfıyla kamu orta malı olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, Uğurlu Köyü merası olarak sicile kaydedilmiştir. Bu durumda mahkemece, Yanal Köyü tüzel kişiliğinin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.