16. Hukuk Dairesi 2014/14007 E. , 2015/14405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 9 parsel sayılı 8.399,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın 328.234/1.267.200 hissesinin davacı, geriye kalan hisselerin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının tutunduğu tapu kaydı kapsamında kalan yerlerden olduğu, davacı ve davalı tarafın kayıt maliklerinden ... oğlu ..."ın mirasçısı olduğu, davacının bu tapu kaydındaki hissesinin, babası ..."ın mirasçılarından harici satın alma yoluyla ve dedesi ..."ın miras hakkı dolayısıyla gelen toplam 328.234/1.267.200 olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli değildir. Dava konusu 121 ada 9 parsel sayılı taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. Davacı, tutunduğu Nisan 1952 tarih, 13 sıra numaralı tapu kaydında babası ..."ın 30/120 hisse maliki olduğu, babasının mirasçılarından bu hisseyi satın aldığı, tapu kaydı kapsamındaki yerlerde, kaydın yüzölçümü ve hisse durumuna göre kendisine eksik yer verildiği iddiasıyla dava açmış; davalı, çekişmeli taşınmazın dedesi ..."dan kalan miras hakkı dolayısıyla kendisine verildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının tutunduğu 134.800 metrekare yüzölçümlü tapu kaydının, dava konusu taşınmazı da içine alan birçok parseli kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilerek mahallinde yöntemince uygulanmadığı gibi tapu kayıt malikleri arasında yapılan bir taksimin olup olmadığı hususu da araştırılmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; öncelikle davacının tutunduğu ... 312/268 – 280 sırasından gelen tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritaları ile birlikte getirtilmeli, kayıtların revizyon durumları sorulmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile ve varsa revizyon gördüğü taşınmazlar da dikkate alınmak suretiyle zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, kayıt kapsamı dıştan komşu taşınmazların tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli ayrıca bu durum uzman bilirkişi tarafından düzenlenecek rapora yansıtılmalı, böylece tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, daha sonra kayıt kapsamındaki taşınmazların hangi nedenle kimin adına tespit edildiği, tapu kayıt malikleri arasında harici paylaşım yapılıp yapılmadığı, paylaşım yapılmış ise tarihi ve kayıt kapsamındaki taşınmazlardan hangisinin kime düştüğü, ayrıca davacı ve davalı taraf adına bu nedenle tespit gören yerler yöntemince araştırılmalı, bu hususlar yerel bilirkişi ve taraf tanıklarına maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak sureti ile giderilmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.