13. Hukuk Dairesi 2012/25323 E. , 2013/3643 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya ait hayvanların veterinerlik hizmeti için davalı ile sözlü olarak anlaştıklarını, davalının ücretini ödemediğini, alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %40"ından az olmamak üzere takdir olunacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin taleb ile icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak miktarı belirli olduğundan olduğundan likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra - inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin rededilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’ nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının reddine; 2.bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının "Hüküm" bölümünün 2.bendinde yazılı olan “Alacak miktarının likit olmaması nedeni ile icra inkar tazminatının reddine ,” sözlerinin hükümden çıkarılarak, yerine “ ve davacının icra – inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %40"ı oranında icra - inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” sözlerinin yazılmasına, 3.bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının "Hüküm" bölümünün 4.bendinin hükümden çıkartılarak yerine "davacı tarafından yapılan toplam 320,15 Tl yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" yazı ve rakamlarının yazılması suretiyle hükmün düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.