17. Hukuk Dairesi 2014/7701 E. , 2016/11103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki konut sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili; davacı şirkete işyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan taşınmazda kiracı olarak faaliyet gösteren ..."ın depo içindeki emtialarının tavandan geçen su borusunun 03.08.2009 tarihinde patlaması sonucu hasarlandığını, kiraya veren davalıların taşınmazda hisseli olarak malik olduklarını ve bina malikinin kusursuz sorumluluğu gereği sorumlu olduklarını, söz konusu zarar nedeniyle sigortalıya 15.888,00 TL ödemede bulunduklarını, iş bu ödemenin TTK 1301 md gereğince bina maliki olan davalılardan ödeme tarihi 27.08.2009"dan itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, zararın meydana geldiği taşınmazın dava dışı sigortalıya kiralandığını, kira kontratına göre taşınmazın tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, taşınmazda sigortalının kiracı olması nedeniyle fiilen taşınmazın kendi tasarrufunda bulunduğunu, bu nedenlerle zarardan davalıların kusurlu ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 11.916,00 TL"nin ödeme tarihi olan 27/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, iş yeri sigorta poliçesi ile sigortalısı olan dava dışı ..."ın davalıların kiracısı olduğu , 03/08/2009 tarihinde depoda meydana gelen su baskını nedeni ile depoda bulunan kumaşların zarar görmesi sebebi ile 15.888,00 TL hasar bedelinin 27.08.2009 tarihinde davacı şirket tarafından sigortalısına ödendiği belirtilerek rücuen tahsil talebinde bulunmaktadır.
Dava dışı ...."ın davalılara ait binada bulunan iş yerini kiraladığı ve kiralanan bu yerin kiracının sorumluluk alanı içerisinde bulunduğu, kiracı sıfatı ile ...."a teslim edildikten sonra onun kullanımında bulunan ve davalıların doğrudan müdahale edebileceği bir alanda olmayan yerden geçen borudan kaynaklanan bir zarar olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla zarar verici olay davalıların doğrudan doğruya görmesi, müdahale etmesi veya onların eksik bakım ve gözetimi söz konusu olmayan alanda meydana gelmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 09/07/2012 tarih 2012/7089 Esas 2012/12158 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi eski BK.279.maddesi gereğince " müstecir, mecurun iyi bir halde muhafazası için lazım gelen tekayüdü ifa ile mükelleftir. Müstecir, ufak tefek terminatı zırai mecurlarda bilhassa yol, geçit, hendek, set, çit, çatı, su yolları vs... Muhafazasını mahalli adete göre deruhte etmek ve bundan başka eskilikten yahut kullanmaktan dolayı telef olan ehemmiyetsiz kıymetteki edevatın yerine başkalarını koymakla mükelleftir " şeklindeki düzenleme gereğince su baskınına sebebiyet olan borunun bulunduğu yer dava dışı davacı sigortalısının ve aynı zamanda davalının kiracısı olan ...."ın sorumluluğu olan bölge içerisinde olması, borunun kullanılmaktan eskimesinden dolayı yapılacak değişiklikleri belirleyip ehemmiyetsiz kıymetli olduğu anlaşılan (özellikle kira konusu yerin iş yeri olarak kullanılması ve içerisinde ekonomik değeri yüksek kumaş vb. malların bulunması) borunun değiştirilmesi dava dışı kiracı .... tarafından yapılması gerekirken bu yapılmayarak zarara sebebiyet verdiği kabulü ile mahkemece somut uyuşmazlığın BK 279.maddesine göre değerlendirilmesi gerekirken BK.58 madde hükmü uyarınca bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin malikinin sorumluluğu hükümlerine göre değerlendirilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin sair ve davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair ve davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.