17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/239 Karar No: 2019/4530 Karar Tarihi: 02.04.2019
Karşılıksız yararlanma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/239 Esas 2019/4530 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir sanık hakkında açılan karşılıksız yararlanma suçu davasında, bilirkişi raporu sonucunda sanığın kastıyla hareket ettiği tespit edilmiş ve kurum zararı hesaplanmıştır. Ancak usulüne uygun ihtar yapılmaması ve borcun sehven iptal edildiğine dair temyiz dilekçesi göz önüne alınarak, sanığın kurum zararını giderip gidermediği açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtilmiştir. Bu noktada, kurum zararının ödenmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair TCK'nun 168/5. fıkrasına göre hareket edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ancak sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktarının belirlenerek verilecek makul sürede ödenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK'nın 168/5. fıkrası ve CMK'nun 223/8. fıkrası.
17. Ceza Dairesi 2019/239 E. , 2019/4530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat
Yerel mahkemece sanık ... hakkında karşılıksız yararlanma suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 27/09/2013 tarih ve 3145 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden açılan kamu davasında mahkeme tarafından usulüne uygun olarak yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, bilirkişi raporunda sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespit edilmesi ve normal tarifeye göre vergili cezasız kurum zararının hesaplanmasına rağmen; sanığa bilirkişi raporunun tebliğ edilmemesi ve usulüne uygun ihtarın yapılmaması karşısında ve kurum tarafından borcun sehven iptal edildiğine dair temyiz dilekçesi içeriği gözönüne alınarak, sanığın kurum zararını giderip gidermediği hususu açıklatırılarak, Kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde TCK"nun 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usuli işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle, 02/07/2012 tarihli 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/1 ve 2. fıkraları gereğince kurum zararının yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık sürede ödenmesi ibaresine yer verilmiş ise de 07/11/2017 tarih, 2017/17-968 Esas ve 2017/460 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu kararı ile de kabul edildiği üzere, suç nedeni ile meydana gelen zararın tespitinin bilirkişi marifeti ile mümkün olduğu dikkate alınarak meydana gelen zarar tespit edildikten sonra sanığa, zararı tazmin ettiği taktirde hakkında açılan davanın düşürülmesine karar verileceğine ilişkin bildirim yapıldıktan sonra sanığını durumunun değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu görüş af niteliğinde bir düzenleme ile sanığa ikinci bir şans veren kanun koyucunun amacına daha uygun olacaktır. Bu nedenle 15/03/2016 tarih, 2014/13-409 Esas ve 2016/124 Karar sayılı, 07/11/2017 tarih, 2017/17-968 Esas ve 2017/460 Karar sayılı, 21/11/2017 tarih, 2017/13-387 Esas ve 2017/489 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu kararları ile de kabul edildiği üzere bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip verilecek makul sürede ödenmesi halinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, TCK’nun 168/5. ve CMK’nun 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartının sonuçlarına bağlanan durum ile benzerlik göstermesi nedeni ile suç tarihine göre düşme kararı verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip, yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebliğ yapılıyor ise makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik kovuşturma ile beraat hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 02/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.