19. Ceza Dairesi 2020/3872 E. , 2021/5399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Türk Patent ve Marka Kurumundan suça konu ürünler üzerinde kullanılan markaların Resmi Marka Gazetesinde yayınlanma tarihi ile suç tarihinde geçerli bulunup bulunmadığının tespiti açısından marka tescil belgelerinin emtia listesi ile birlikte onaylı ve renkli örnekleri getirtilmeden eksik kovuşturma ile karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
2-5271 sayılı CMK"nin 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nin 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanıklar hakkında aynı Kanun"un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, “katılanın zararını gidermediği” şeklindeki yerinde görülmeyen gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre, Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi sıfatıyla görülen davalar için öngörülen maktu vekalet ücreti 2.200 TL olduğu halde, katılan lehine 1.500 TLvekalet ücretine hükmedilmesi,
4-Katılan vekili tarafından ibraz edilen bir adet ürünün adli emanetin 2015/904 sırasına, sanığın iş yerinde el geçirilen 8 adet ürünün adli emanetin 2015/805 sırasına kayıt edildiği, iddianamede ise adli emanetin 2015/808 sırasında kayıtlı eşyaların müsaderesinin talep edildiği ve mahkemece adli emanetin 2015/808 sırasında kayıtlı eşyaların müsaderesine karar verildiği anlaşılmakla, bu husustaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması,
5-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda suça konu ürünlerde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği adına tescilli markaların iltibas oluşturacak şekilde taklit edilerek kullanıldığı belirtilmesine rağmen Beşiktaş Sportif Ürünler San. ve Tic. A.Ş’nin de gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmesi,
6-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin tutanak tarihi olan 01/04/2015 yerine 31/03/2015 olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.