16. Hukuk Dairesi 2015/772 E. , 2015/14398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taşınmazların 1982 yılında ölen ortak miras bırakan ... kaldığı uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlığın, murisin taşınmazları davalı ..."a bağışlayıp bağışlamadığı, 10.04.1978 tarihli senede değer verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı, ancak bu konuda yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı belirtilerek; mahkemece hükme esas alınan 10.04.1978 tarihli senedin HMUK"nın 297. maddesindeki biçim koşullarını taşımamakla beraber, bağışa dayanan davalının taşınmazların kendisine bağışlandığını kanıtlama yükümü altında bulunduğu göz önüne alınarak sözü edilen hibe senedinin tespit tutanaklarının zemine uygulanıp taşınmazları kapsayıp kapsamadıklarının belirlenmesi, bilirkişi ve tanıklardan dava konusu yerlerin ortak muris tarafından davalıya bağışlanıp bağışlanmadığı, bağışlanmış ise hangi tarihte bağışlandığı, davalının zilyetliğinin başlangıç tarihi süresi ve sürdürülüş şekli, hibe senedinin düzenlendiği tarih ile tespit tarihine kadar geçen sürede davacıların davalının zilyetliğine sessiz kalmalarının ve çekişme yaratmamalarının yörede hangi husustan ileri geldiği ve davalının taşınmazların gelir ve mahsulatından davacılara pay verip vermediğinin olaylara dayalı olarak sorulması, çelişki doğduğunda giderilmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi..” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 133 ada 1, 116 ada 26, 115 ada 124, 121, 112, 107, 67, 66, 53, 47, 31, 20, 111 ada 316, 296, 261, 108 ada 100, 2, 107 ada 40, 104 ada 47, 38, 29, 28, 7, 103 ada 32, 15, 102 ada 6, 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazların davalı tespit malikleri adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve dahili davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı ... ve dahili davacılar ... ve ..."nın çekişmeli 115 ada 20 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, çekişmeli taşınmazın terekeye dahil olmadığının anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Davacı ... ve dahili davacılar ... ve ..."nın 133 ada 1, 116 ada 26, 115 ada 124, 121, 112, 107, 67, 66, 53, 47, 31, 111 ada 316, 296, 261, 108 ada 100, 2, 107 ada 40, 104 ada 47, 38, 29, 28, 7, 103 ada 32, 15, 102 ada 6, 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamında belirtilen hususlar tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ile davanın kabulüne dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Yukarıda özetlenen bozma ilamında keşif yapılarak yerel bilirkişiler eliyle 10.04.1978 tarihli hibe senedinin uygulanarak çekişmeli taşınmazlara ait olup olmadığının kesin olarak saptanması ve senedin düzenlendiği tarihten tespit tarihine kadar geçen sürede davacıların davalının zilyetliğine sessiz kalmalarının ve çekişme yaratmamalarının yörede hangi husustan ileri geldiğinin araştırılması gerektiği belirtildiği halde, mahkemece, 10.04.1978 tarihli hibe senedi keşifte uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazlara ait olup olmadığı duraksama yaratmayacak biçimde belirlenmemiş hibe senedinin düzenlendiği tarih ile tespit tarihine kadar geçen süre de davacıların davalının zilyetliğine sessiz kalmalarının ve çekişme yaratmamalarının yörede hangi husustan ileri geldiği ve davalının taşınmazların gelir ve mahsulatından davacılara pay verip vermediği hususları sorularak açıklığa kavuşturulmamıştır. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile keşif yapılarak yerel bilirkişiler aracılığı ile 10.04.1978 tarihli hibe senedi uygulanmalı, çekişmeli taşınmazlara ait olup olmadığı kesin olarak saptanmalı, bilinmeyen sınırlar yönünden tanıkların bilgilerine başvurulmalı, bilirkişi ve tanıklardan dava konusu yerlerin ortak muris tarafından davalıya bağışlanıp bağışlanmadığı, bağışlanmış ise hangi tarihte bağışlandığı, davalının zilyetliğinin başlangıç tarihi süresi ve sürdürülüş şekli, hibe senedinin düzenlendiği tarih ile tespit tarihine kadar geçen süre de davacıların davalının zilyetliğine sessiz kalmalarının ve çekişme yaratmamalarının yörede hangi husustan ileri geldiği ve davalının taşınmazların gelir ve mahsulatından davacılara pay verip vermediği olaylara dayalı olarak sorulmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de; davalı tespit maliki yargılama sırasında öldüğü ve mirasçıları da davaya dahil edildiği halde mirasçıların miras payları oranında tescile karar verilmemesi dahi isabetsiz olup; davacı ... ... ve dahili davacılar ... ve ..."nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.