3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2405 Karar No: 2017/15961 Karar Tarihi: 15.11.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/2405 Esas 2017/15961 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/2405 E. , 2017/15961 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, 09/06/2010 tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı davalıdan kiraladığını, bunun karşılığında ise davalıya 6.000.00 TL depozito verdiğini, taşınmazı 26.06.2011 tarihinde boş ve hasarsız olarak davalıya teslim etmiş olmasına rağmen davalının depozito bedelini iade etmediğini, bu nedenle davalı hakkında takip başlatıldığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davalı, başlatılan icra takibinin kötüniyetli olduğunu, davacı kiracının sonradan tahliyeden vazgeçmesi nedeniyle mağdur olduğunu bu nedenle de takas ve mahsup haklarının kullanıldığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını tahsil edebilmek için doğrudan mahkemede dava açarak haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri tebliği üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir. Somut olayda, dava konusu alacak kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup miktarı (likit) belirlenebilir mahiyettedir. Alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmediğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.