14. Hukuk Dairesi 2013/16609 E. , 2014/2194 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.11.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalılar, taksim veya satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhtesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.
Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi gereğince “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Mahkemece, hüküm sonucunun üçüncü bendinde “...elde edilecek satış bedelinin taraflara 09.05.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre dağıtılmasına" altıncı bendinde ise "Satış parası ve masraflarının tapu kaydındaki payları oranında taraflara aidiyetine", şeklinde hüküm infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verilmesi ve ayrıca, 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarifenin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle gayrimenkulün satış bedeli üzerinden alınacak binde 11,38 oranında harcın taraflardan tahsil edilmesine karar verilmesi gerekirken satış bedeli üzerinden binde 9.9 oranında harcın tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) hükmün altıncı ve yedinci bendinin hükümden çıkartılarak yerine altıncı bent olarak "taşınmazların satış bedelinin 09.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen payları oranında paydaşlara dağıtılmasına" ve 7. bent olarak ""taşınmazların satış bedeli üzerinden binde 11.38 oranında harcın taraflardan satış bedelinden aldıkları payları oranında tahsil edilmesine"" 8. bentte ve 9. bentte ""tapu kaydındaki payı oranında"" kelimelerinin hükümden çıkartılarak yerine ""hükme esas alınan 09.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen payları oranında"" sözcüklerinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.