
Esas No: 2015/174
Karar No: 2015/14385
Karar Tarihi: 30.11.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/174 Esas 2015/14385 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 403 parsel sayılı 11.308,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiş, taşınmaz 15.02.1996 tarihinde cebri satış neticesinde davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ... satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir kısmı hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 403 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptaline, fen bilirkişinin 26.04.2011 tarihli raporu ve ekli krokide sınırları kırmızı renk ile çizili ve mavi boyalı 292,07 metrekare yüzölçümündeki kısmın ifrazı ile 2482 parsele tevhidine karar verilmiş; hüküm, dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu yerin tespit öncesi köy satış senedi ile davalı murisi tarafından davacıya satıldığı ve tespit sonrası cebri icra yolu ile satın alan davalının iyi niyetli olmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 20.07.1979 tarihinde yapılmış ve 01.03.1982 tarihinde itirazsız kesinleşmiştir. Davacı, kadastro sırasında kendisine ait 2462 ve 1680 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalıya ait çekişmeli 403 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle kadastrodan önceki hakka dayalı olarak dava açmıştır. Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Dosya kapsamına göre tutanağın kesinleştiği 01.03.1982 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiştir. Bu durumda tutanakların kesinleştiği 01.03.1982 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 30.11.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.