14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6891 Karar No: 2020/57 Karar Tarihi: 06.01.2020
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/6891 Esas 2020/57 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkumiyet verdi. Ancak, mahkeme mağdurenin duruşmada dinlenmesi ve sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiğine dair eksiklikler tespit edildi. Ayrıca, mağdurenin on sekiz yaşından küçük olması nedeniyle vekalet tayin edilmemesi de hatalı bulundu. Sanık için hapis cezasının ertelenmesi, açıklanmasının geri bırakılması ve seçenek yaptırımların uygulanması kararları verilirken yetersiz gerekçeler kullanıldığı belirtildi. Kanun maddelerine göre, davaya katılma talebinde bulunulamayacağı için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirme zorunluluğu yoktur. Ancak kanun maddelerinin tatbikatına karar verilirken soyut ve yetersiz gerekçeler kullanılamaz. 5271 sayılı CMK’nın 234/2. maddesine uygun olarak mağdureye vekalet tayin edilmelidir. Sanık müdafi'lerinin temyiz talepleri kabul edildi ve hüküm bozuldu. Kararda belirtilen kanunlar; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 236. maddesi, TCK'nın 50/1-a maddesi'dir.
14. Ceza Dairesi 2016/6891 E. , 2020/57 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı HÜKÜM : Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Mahkemece mağdurenin CMK"nın 236. maddesi gereğince duruşmada dinlenerek şikayet ve delilleri sorulduktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Mağdurenin olay tarihinde on sekiz yaşından küçük olmasına rağmen mahkemece katılan mağdureye vekil tayin edilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 234/2. maddesine muhalefet edilmesi, Suç tarihi itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, cezanın ertelenmesine ve hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine engel teşkil edecek herhangi bir adli sicil kaydı bulunmayan sanığın, kabul edilen eyleminden kaynaklanan bir zararın bulunmaması ve olumsuz kişilik özellikleri taşıdığına dair dosyaya yansıyan somut bir bulgu ya da delil olmaması, hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ise de bu durumun hüküm tarihindeki kanuni düzenlemelere göre yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmemesi karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının ertelenmesi ve hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair hükümlerin anılan maddelerdeki kanuni koşullar değerlendirilerek uygulanması hususunda karar verilmesi gerekirken "sanığın dosyaya yansıyan kişiliği, suçun işleniş biçimi ve adli sicil kaydı gözetilerek TCK"nın 50/1-a maddesinde belirtilen seçenek yaptırımların uygulanmasına yer olmadığına, ertelemeye yer olmadığına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” şeklindeki kanun metnindeki ifadelerin tekrarına dayanan, soyut ve yetersiz gerekçeyle anılan maddelerin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.