9. Hukuk Dairesi 2016/14523 E. , 2020/3321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin Irak’ın Musul kenti yakınlarında inşa etmekte olduğu şantiyede personel müdürü olarak çalıştığını, 01/03/2012 başlangıç tarihli iş sözleşmesi uyarınca barınma ve iaşe masraflarının işverence karşılanırken net maaşının 4.000 USD + prim olduğunu, davacının söz konusu şantiyede zor şartlar altında çalışmaya zorlandığını, son dönemde gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda şantiyeye yönelik tehdit ve saldırıların başlamış olduğunu, ofis olarak kullanılan konteynırda patlama meydana geldiğini, akabinde saldırıların şiddetini artırarak devam ettiğini, şantiye içine havan topu atıldığını, diğer yüklenici firmaların tüm yabancı personeli şantiyeyi terk ederken davalı şirketin Türk personelin buradan ayrılmasına engel olduğunu, daha sonrasında büyük çaplı bir patlama daha meydana geldiğini ve tekrar panik yaşanan şantiyede muhasebeci ...’un yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, tüm bu olumsuz şartlara rağmen davacının görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini ancak kendisinin iş akdinin görev yapılan işin tamamlanmış olması ve görev tanımına uygun başka bir işte istihdam edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle 17.05.2013 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, projenin çabuk bitirilmesi için izinlerin durdurulup, mesai saatlerinin de 07:00-22:00 olarak belirlendiğini, şantiye dışına çıkışların yasaklanıp, sürekli fazla mesai yapılmasına zorlandıklarını, müvekkilinin 05.10.2012 tarihinden itibaren personel kartını okutarak işe giriş-çıkış yaptığını ve fazla mesai yaptığının ispatı bakımından giriş çıkış kayıtlarının da sunulmuş olduğunu, günlük yaklaşık 14-15 saat çalışmış olduğunu, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, hafta sonu tatili olarak 15 günde 1 cuma izin verilirken dini ve resmi tatillerde ise sadece 1 gün tatil verildiğini, ödenmesi gereken kıdem primi, hedef primi ve iş bitimi primlerinin bulunduğunu iddia ederek, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve prim alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili olduğu şirket ile yaptığı yurt dışı hizmet akdi kapsamında Irak Nainawa şantiyesinde personel şefi olarak görev yapmakta iken her iki tarafın karşılıklı anlaşması neticesinde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğini, tüm ücretlerinin ödendiğini, davacının iddia ettiği gibi günde 15 saat çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çalışma alanının yurt dışında bir inşaat şantiyesi olmasından dolayı çalışma yeri ve konaklama alanının aynı yerde toplandığını, davacının işi gereği mesai yapmasına gerek olmadığını, gün içerisinde fazla çalışan personelin ertesi gün mesaiye geç başlayabildiğini ve uzun süreli ara dinlenmelerin de kullanıldığını, davacının ofis içinde geçirdiği zamanı ispatlamak amacıyla sunduğu giriş çıkış çizelgelerinin fazla çalışmaya delil olamayacağını çünkü bu alanın ‘staff ofis’ aynı zamanda personelin internet ortamıyla yakınları ile görüştüğü dinlenme odalarını da ihtiva ettiğini, davalı şirketin ulusal bayramlarda ve genel tatil günlerinde personel çalıştırmadığını, çalışanların bu günlerde çalışma alanına sadece mesai arkadaşları ile bayramlaşmak için gelip sonrasında dinlenme odalarında vakit geçirdiklerini, tüm bu durumların tanık beyanları ile sabit olacağını, davacının maaşının 4000 $ artı prim olmadığını sadece 4000 $ olduğunu, bordrolardan da durumun anlaşılacağını, müvekkili olduğu şirketin yurt dışı çalışanlarından 1 seneyi dolduranlara 1 yıllık maaş toplamının %20"sini ikramiye olarak ödemekte olduğunu, davacıya da bu prim bedelinin ödendiğini, davacının hedef primlerinin de tümünü talep ettiğini ancak kendisinin iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiği tarihte hedef primlerinden yalnızca ilk safhası olan ‘fırst fire’ tamamlandığından kendisine bu safhaya karşılık gelen ödemenin yapıldığını, iş bitimi priminin kendisinin ayrıldığı tarihte proje devam ettiğinden ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava dilekçesinde işyerinde üç farklı prim uygulamasının olduğu belirtilmiş, kıdem primi, hedef primi ve iş bitimi primi adlarıyla prim alacağı talebinde bulunulmuştur.
Dava dilekçesinin 4. sayfasında hedef primi başlıklı kısımda “...davalı işveren projenin tamamlandığını belirterek müvekkilimin iş akdini feshetmesine rağmen first fire (ilk ateşleme) primi hariç diğer primleri ödememiştir” şeklinde açıklamada bulunmuş, bilirkişi kök raporunda first fire primi yönünden hesaplama yapılmamıştır. Davacının rapora itirazı üzerine alınan ek raporda first fire primi olarak 4.000 USD hesaplanmış ve mahkemece sözü edilen primle ilgili hüküm kurulmuştur.
Dava dilekçesinde açıkça first fire primi dışındaki primlerin ödenmediği belirtildiğinden sözü edilen primin ödendiği davacının kabulündedir.
HMK’nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak first fire primi yönünden kabul kararı verilmesi hatalıdır.
3-Davalı işveren dava konusu primlerin ödendiğini savunmuş, dosyaya banka hesap hareketleriyle, iş sözleşmesinin feshinden sonraya ait ödemeleri gösteren bordro sunulmuştur. Dosyada yer alan 01.06.2013 tarihli bordroda "prim NB" açıklamasıyla 7.653,33 USD ödendiği belirtilmiş olup, bu ödeme olgusu değerlendirilmeksizin davaya konu first fire priminden ayrı bir prim olan kıdem primi isteğiyle ilgili hüküm kurulması da hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 02/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.