13. Hukuk Dairesi 2012/23641 E. , 2013/3600 K.
"İçtihat Metni"... vekili avukat ... ile ... İnş. Taah. San. Tic. A.Ş ekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 7.4.2011 tarih ve 644-202 sayılı hükmün Dairenin 29.3.2012 tarih ve 19241-8606 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı; oda meclisinden almış olduğu yetkiye dayanarak komisyon kurup odaya ait ... ilçesinde tapuda kayıtlı taşınmazın satışına karar verdiğini, en yüksek fiyatı davalı şirketin vermesi nedeniyle taşınmazın davalı firmaya satışına karar verildiğini, 18.07.2007 tarihli ihtarname ile satış bedelinin oda hesabına yatırılmasının ihtar olunduğunu, davalı şirketçe yapılacak araştırmadan sonra KDV doğması halinde bedelin ödeneceği hususlarını belirttiğini, oda tarafından taşınmazın davalı şirkete 10.10.2007 tarihinde tapuda devredildiğini, kendileri tarafından ... Bakanlığına 5.605.932,24 TL KDV’nin ihtirazi kayıtla ödendiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta vergiyi doğuran olayın taraflar arasındaki taşınmaz satımı olduğunu, davalı alıcının bunu ödemekle yükümlü olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.605.932,24 TL"nin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacı kurumun 5174 sayılı yasa gereğince kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğunu, satış işleminden KDV alınamayacağını, Danıştay’ın bu hususta kararları olduğunu, davacı tarafında bu hususu bildiği için ihtirazı kayıtla dava açma hakkını saklı tutarak KDV beyannamesi verdiğini ve dava konusu tutarını ödediğini, daha sonraki tarihlerde ise dava açma hakkını kullanmadığını, dava açmaması nedeniyle davacının kusurlu olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini dilemiştir, birleşen karşı davasında ise; şirketin, davalı kurumun sahip olduğu taşınmazı, alışveriş merkezi yapmak üzere 10.10.2007 tarihinde satın aldığını, satın aldıktan sonra taşınmazda 05.06.2005 başlangıç tarihli sözleşme ile 5 yıl süreli kiracı olduğunu öğrendiğini, bu itibarla satış işleminin ayıplı olduğunu belirterek, her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminat ile kardan mahrum kalması nedeniyle oluşan zararlar için 5.000,00 TL tazminat olmak üzere toplam 10.000,00 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 5.605.932,24 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiş, davalı-karşı davacının temyizi üzerine Dairemize ait 29.03.2012 Tarih ve 2011/19241 Esas sayılı ilam ile hükmü onanmasına karar verilmiş olup, bu kez davalı-karşı davacı tarafından Karar Düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı şirketin aşağıdaki bendin dışında kalan sair Karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı eldeki dava ile, taraflar arasındaki satış sözleşmesi gereğince doğan KDV yükümlülüğünün, aralarındaki anlaşma gereğince davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiği halde ödenmediği için kendileri tarafından ödendiğini belirterek, rücuen alacak talebinde bulunmuş davalı ise davacı kurumun 5174 sayılı yasa gereğince kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğunu, satış işleminden KDV alınamayacağını, davacı tarafın dahi bu hususu bildiği için ihtirazı kayıtla dava açma hakkını saklı tutarak KDV beyannamesi verdiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Asıl dosyanın davacısı odaya ait taşınmazın ilan ile satışa çıkarıldığı, davalı tarafından KDV dahil 36.750.000,00 TL teklif verilerek taşınmazın alınmasının taahhüt edildiği, KDV hariç bedelin satıcıya ödendiği, taşınmazın devrinin tapuda alıcıya yapıldığı, davalı şirketin KDV yükümlülüğün doğması halinde bu bedeli ödeyeceğini taahhüt ettiği uyuşmazlık konusu olmayıp, asıl davada uyuşmazlık, ihtirazı kayıt ile dava dışı maliyeye ödeme yapan satıcının KDV"den sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2004/19-456 E, 2004/531 K. sayılı kararında; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. Maddesinin, vergi yükümlüsünü (mükellefini) “Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişi”; vergi sorumlusunu ise, “verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi” şeklinde tanımladığını, kural olarak, vergi yükümlülüğüne ve sorumluluğuna ilişkin özel sözleşmelerin, Vergi Dairelerini bağlamayacağının hüküm altına alındığını, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 8. maddesine göre ise, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, Katma değer Vergisinin mükelleflerinin (yükümlüleri),bu işleri yapanlar, şeklinde tanımlandığını, Katma Değer Vergisinin yükümlüsünün satıcı olduğunu, belirterek, taşınmaz satımının ticari faaliyet alanı içerisinde bulunmaması, aksine satış işleminin, malvarlığına dahil bir taşınmazın, ticari faaliyeti ilgilendirmeyen bir nedenle üçüncü bir kişiye satımından ibaret bulunması halinde olayda, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun perakende veya toptan satışla ilgili kurallarının ve bu çerçevede ... Bakanlığınca yürürlüğe konulan Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerindeki ilkelerin uygulama yeri bulunmadığını belirtmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar mahkemece, “davacı satıcının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek dava dışı ...’nin görüş yazıları doğrultusunda ödeme yaptığı, bu nedenle alıcının bu bedeli ödemekle yükümlü olduğu, aksi yönde bir iddia var ise davalının temlik hükümlerine göre dava açma yoluna gitmesi gerektiği” gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, KDV vergisinin Devlete karşı yükümlüsünün satıcı konumundaki davacı olduğu, bu yükümlüğünün doğduğunun tespiti halinde ancak davacının aralarındaki anlaşmaya göre davalıya rücu etme hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının dava dışı ...’ye ihtirazi kayıtla ödeme yaptığı hususu nazara alındığında, dava konusu satış işleminden KDV alınıp alınmayacağı, davacı kurum bakımından KDV yükümlülüğünün doğup doğmadığı hususunda konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor aldırılarak sonucunu göre hüküm verilmesi gerekirken eksik inceleme ile asıl davanın kabulüne dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirirken, Dairemizce hükmün Onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemize ait 29.03.2012 Tarih ve 2011/19241 Esas 2012/8606 K. sayılı “onama” ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının aşağıdaki şekilde BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme taleplerinin reddine, (2) no’lu bentte yer alan nedenle Dairemizin 29.03.2012 Tarih ve 2011/19241 Esas 2012/8606 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün yukarıda açıklandığı şekilde BOZULMASINA, peşin alınan 43.90 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 15.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.