17. Hukuk Dairesi 2014/18663 E. , 2016/11051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacılardan ... murisin eşi, diğer davacıların çocukları olduğunu, ... plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı ... şirketine 30/04/2009 /2010 dönemine ilişkin ZMM sigortasıyla sigortalı olduğunu, murisin sağlığında kendisine ait İleri İletişim ... Ltd Şti.nin sahibi olduğunu, elektrik tesisat işiyle uğraştığını, bu konuda ... Bakanlığından aldığı elektrik tesisatçılığı yetki belgesi olup elektrik ustası olarak çalıştığını ortalama 3.000 TL gelir elde ettiğini, ölüme bağlı mirasçılarının murisin desteğinden yoksun kaldıklarını bildirerek fazla hak saklı kalmak suretiyle belirsiz alacak şeklinde açılan davaya bağlı 8.000 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında talebini 150.000,00 TL olarak(limit dahilinde) ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili, 2918 sayılı yasanın 109.maddesine göre kaza tarihinden itibaren 2 yıllık süre geçmesi nedeniyle alacağın zaman aşımına uğradığını, esas yönünden ise Kara Yolları Trafik Yasası mali sorumluluk sigorta genel şartlarına göre aracı işleten ve sürücünün uğrayacağı zararların poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, bir başka değişle araç sürücüsü ölen ... eş ve çocukları olan davacıların davalı ... karşısında zarar gören 3.kişi durumunda olmadıklarını, kaldı ki murisin olayda kendisinin tam kusurlu olduğundan davacıların da ZMM sigortasından yararlanamayacaklarını, defin-cenaze giderlerine yönelik taleplerin de dolaylı zararlardan olup ZMM sigortası dışında olduğunu, faiz başlangıcının da zarar
taleplerinin sigortacıya ihbarından 8 iş gününden sonra başlayacağını ve yasal olması gerektiğini bildirerek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davacının davasının kabulü ile davacı eş ... için 132.484,76 TL; davacı .... için 4.925,77 TL, davacı ... için 12.589,47 TL’den toplam 150.000,00 TL’nin 23/10/2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte ayrı ayrı davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak ticari faiz(avans faizi) istenilmiş, mahkemece avans faizine hükmedilmiştir. Oysa, zarara neden olan araç hususi otomobil olup ticari araç değildir. Bu halde temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. bendindeki “avans” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “yasal” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 1.12.2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu"nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK"nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.