13. Hukuk Dairesi 2016/30374 E. , 2019/3839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, davalı ile aralarında 04/10/2010 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davalının vadesi gelmesine rağmen borcunu ödemediğinden noter aracılığı ile ihtarname düzenlendiğini akabinde de ... 10. icra müdürlüğünün 2014/2548 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının ... 10. İcra Müdürlüğünün 2014/2548 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 80.293,87 TL üzerinden devamına, %20 icra inkar tazminatı olan 13.093,03 TL"nin davalıdan tahsiline, asıl alacak miktarı olan 65.465,15 TL"na takip tarihinden itibaren yıllık %13,26 oranında temerrüt faizi yürütülmesine ve takibin temerrüt faizinin %5"i oranında BSMV üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı banka, tüketici kredisi borçlusu olan davalının borcunu ödememesi nedeniyle muaccel olan alacağın tamamı için davalıya karşı icra takibinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda;taraflar arasında 04/10/2010 tarihinde 72.500,00 TL bedelli tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı,kredi geri ödemelerinin plana göre belirlenen vadelerde yapılmaması üzerine ihtarname keşide edilerek 23.835,60 TL toplam borcun 1 ay içerisinde ödenmesi aksi halde tüm borcun muaccel hale geleceği ve hesabın kat edileceğinin ihtaren bildirildiği,ihtarnamenin muhatabın adreste tanınmadığı şerhi ile 09/04/2014 de iade edildiği ancak taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8. maddesinde adres değişikliğinin noter aracılığı ile bildirimi mecburi tutulduğundan verilen süre ile davalının 09/05/2014 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek davacı bankanın 13/06/2014 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 65.465,15 TL asıl alacak,11.426,11 TL akdi faiz,819,84 TL temerrüd faizi,63,28 TL masraf,1283,96 TL KKDF,641,98 TL BSMV olmak üzere toplam 80.293,87 TL alacaklı bulunduğu görüşü bildirilmiş ve mahkemece rapor esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Sözleşme ve ihtarnamenin gönderildiği tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde “... Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinin 12. maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10. maddesi hükmüne göre düzenlenen ihtarnamenin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir. 07/04/2014 tarihli ihtarnamede ödenmeyen 22 taksit tutarı faiz ve masrafları ile birlikte toplam 23.835,60 TL nin 1 ay içerisinde ödenmesi aksi halde tüm borcun muaccel hale geleceği ve hesabın kat edileceğinin düzenlendiği ancak söz konusu ihtarnamenin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu halde muacceliyet şartı gerçekleşmemiştir. Davacı tarafından icra takibi 13/06/2014 tarihinde yapılmış olup, davacı bankanın bu tarihe kadar ödenmeyen taksitlerini talep etme hakkı vardır. O halde mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.