22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/15289 Karar No: 2016/17128 Karar Tarihi: 09.06.2016
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/15289 Esas 2016/17128 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2016/15289 E. , 2016/17128 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshettiğini ancak fesihte izin ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, ücretli izin alacağını istemiştir. Davalı, davacının çalıştığı sürece izinlerini kullandığını ve bu kadar uzun süre izin kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Bozma ilamına uyulan mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı işçinin hak kazandığı izin süresinin hesabı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay inançları ile kabul edilmiş bir usul hukuku ana ilkesidir ve kamu düzeni ile de ilgilidir. Gerçekten 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında vurgulandığı üzere, Yargıtayca bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. Ve yine, o konun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan birisi lehine usulü bir kazanılmış hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme ne de Yargıtay zarara uğratabilir. Bu itibarla usulü kazanılmış hak müessesesi; mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleştiğinden, bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Eş deyişle kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak teşkil eder. Dairemizin 20.05.2015 tarihli 2014/24020 esas, 2015/17902 karar sayılı ilamı ile davacının kıdemine göre beşyüz gün yıllık izin hakkının bulunduğu belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Bozma sonrası yerel mahkemece bozma ilamına uyulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda artık davacının beşyüz gün yıllık izin hakkının bulunduğu tarafları bağlayıcı olup taraflar için usuli kazanılmış haktır. Ayrıca Dairemizin emsal bozma kararı (Dairemizin 2014/23098 esas) ve davacının kıdemi, toplu iş sözleşmesi dikkate alındığında davacının beşyüz gün yıllık izin hakkı olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen husus dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.