13. Hukuk Dairesi 2018/5106 E. , 2020/3255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Bozüyük Devlet Hastanesi"nde tıbbi cihazların dezenfekte edilmesi işinde kullanılmak üzere davalı şirketten 30.12.2011 tarihinde dezenfeksiyon ve kurutma makinesi aldıklarını, alındığından beri 11 kez arıza verdiğini ve ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıplı ürünlerin idesi ile satım bedeli olan 38.702.45.TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin verilen ilk karar, davacının temyizi üzerine Dairemizin 23.3.2016 tarih 2015/33124 Esas 2016/8505 Karar sayılı ilamı ile, davanın Tüketici Mahkemesinde bakılıp görülmesi mümkün olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde kaldığı doğru olarak belirtilmesine rağmen Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılan bu davada ara kararla genel mahkeme sıfatıyla davanın bakılmasına karar verilerek, işin esasına girilip, taraf delilleri de toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesinin bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, bu davayı açarken yaptırdığı delil tesbiti sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak dezenfeksiyon cihazının gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle satım bedeli olan 38.702,45 TL nin davalıdan tahsili talebinde bulunmuştur. Bozüyük Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/16 değişik iş esaslı delil tespiti dosyasında 25/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda kaçak akım koruma rölesinin atması nedeniyle cihazın gizli ayıplı olduğu kanaati bildirilmiş; mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde ise elekriki mühendisi olarak aynı bilirkişi Suat Zafer Meriçelli bilirkişi heyetinde yer almış ve cihazın kullanım hatasından kaynaklı olarak arıza verdiği kanaatini bildirmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, dosya içerisinde bulunan değişik iş tespit raporu ile yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişilerce dosyaya sunulmuş olan rapor arasında açık çelişki bulunmaktadır. Hal böyleyken, mahkemece yapılacak iş, öncelikle bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderici, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı farklı bir bilirkişiden, tarafların sorumluluğu ile ilgili, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.