Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16185 Esas 2017/15909 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/16185
Karar No: 2017/15909
Karar Tarihi: 15.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16185 Esas 2017/15909 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/16185 E.  ,  2017/15909 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile 40 yıllık evli olduklarını 3 çocukları olduğunu, davalının 3 yıl önce evi terk edip ..."de yaşamaya başladığını, davacıya hiçbir maddi yardımda bulunmadığını, boşanma davası açtığını ancak takipsiz bıraktığını ileri sürerek aylık 700 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı beyanında; gücü yettiğince evlendiklerinden beri eşine baktığını aylık 300 TL kira bedeli ödediğini, emekli maaşı dışında sabit geliri olmadığını, davacının huzursuzluk çıkarması nedeniyle evden ayrıldığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    4721 sayılı TMK"nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.
    Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz.
    Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
    Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının emekli olup 750TL gelirinin bulunduğu, aynı zamanda ..."de bir fırında çalıştığı, davacının ise, ev hanımı olup, gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır.
    Tarafların gerçeklesen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekir.
    Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.