Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/394
Karar No: 2012/6639
Karar Tarihi: 02.07.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/394 Esas 2012/6639 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Hadim Asliye Hukuk Mahkemesi'nden alınan reddedici karara itiraz etmiş ve tapu kaydının iptali ile kendisi lehine tapuya tescil edilmesini istemiştir. Davalılar ise davacının taleplerini kabul etmişlerdir. Mahkeme, taşınmazın ifraz kabiliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, taşınmazın kullanım durumu belli olduğuna göre, ana parselden ayrılma işleminin mümkün olması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, davacının talebi doğrultusunda taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. Davacı, ifrazının mümkün olup olmadığının İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nden sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olması halinde fen memurundan ifraz durumunu gösteren rapor alınması gerektiğini talep etmektedir. Karara göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesinin son fıkrası gereği, ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır ve davacının iddiasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Kanun maddesi emredici niteliktedir ve davacının talepleri alınarak doğru bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hükmün bu nedenle bozulması ve yeniden değerlendirilmesi gerektiği açıklanmıştır. Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri.
8. Hukuk Dairesi         2012/394 E.  ,  2012/6639 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Hadim Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.06.2011 gün ve 162/66 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, ...Kasabası sınırları içerisinde 254 ada 36 parselin ortak muris ...’den intikal ettiğini ancak kadastro sırasında davalıların murisi Abdullah adına tespit edildiğini, ancak taşınmaz üzerindeki binanın 3 kısımdan oluştuğunu mirasçılardan... payını satın ve devraldığını, taşınmaz bulunan ve fotoğrafta A ile gösterilen meskenin kendisine ait olduğunu açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptaliyle 2/4 oranında adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan ..., ... ve ... mirasçıları yargılama oturumlarındaki açıklamalar ve cevap dilekçelerinde, davacının iddiasının doğru olduğunu, A ile gösterilen meskenin davacı tarafından kullanıldığını, zeminde kullanım durumlarının belli olduğunu açıklayarak mevcut durum dikkate alınarak iptal ve tescile karar verilmesini bildirmişler, davalılardan ... ve ... 11.06.2010 tarihli oturumda davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.
    Mahkemece, davacının talebi dikkate alındığında taşınmazın ifraz kabiliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Avlulu 2 katlı taş ev niteliğindeki 82,01 m2 yüzölçüme sahip 254 ada 36 parsel, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılarak 05.05.2006 tarihinde ... adına tespit edilmiş, tutanağın 15.12.2006 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
    Dava, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece ifrazı kabil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı vekili taşınmaz üzerindeki A ile gösterilen meskenin kendisine ait olduğunu ve mirasçılardan... payını devraldığını ileri sürerek istekte bulunmuş, davalılar dolaylı anlatımları ile davacıyı doğrulamışlar ve kullanım durumu dikkate alınarak iptal ve tescile karar verilmesini istemişler, davalılardan ... ve ... ise davayı kabul etmişlerdir. O halde, taşınmazın kullanım durum ve dava konusu yerlerin davacıya ait olduğu ve fiilen kullanıldığı hususunda duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda çözümlenmesi gereken husus taşınmazın aynen ifrazının mümkün olup olmadığı ve dava konusu yerlerin bağımsız bölüm olarak davacı adına tescil edilip-edilmeyeceği konusunda toplanmaktadır. Taşınmaz üzerindeki kullanım durumu belli olduğuna göre iptal ve tescile konu bölümlerin ana parselden ayrılmasının mümkün olması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15.maddesinin son fıkrası hükmüne göre, ayırmayı gerektiren taksimlerde ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır.
    İmara ilişkin anılan kanunun hükümleri emredici nitelikte olup gözönünde tutulması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15.maddesinin son fıkrası hükmüne göre, ayırmayı gerektiren taksimlerde ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır. Davacı, kadastro öncesi nedenlere dayanarak talepte bulunduğuna göre, ifrazının mümkün olup olmadığının İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünden sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olması halinde fen memurundan ifraz durumunu gösteren rapor alınması, aksi halde 3402 sayılı Kanunun 15/2.maddesi hükmü uyarınca davacının kullanımındaki bölümün taşınmazın tamamına oranlanmak suretiyle davacı payının belirlenmesi ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK. nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK. nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi