22. Hukuk Dairesi 2015/13205 E. , 2016/17115 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı Ficom Ltd. Şti"nin alt işveren olarak iş aldığı .... Devlet Hastanesinde çalıştığını, davalı ... Bakanlığının asıl işveren olduğunu, haklı bir sebep olmadan iş sözleşmesi feshedilen davacıya ihbar ve kıdem tazminatının ödenmediğini, çalıştığı süre içinde fazla mesai yaptığı resmi tatillerde ve hafta sonu çalıştırıldığı halde ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkil şirkette sadece 2011 yılında bir yıl belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, şirketin sadece aracı olduğunu, çalıştıranın ise kurum olduğunu, davacının işine müvekkil şirket tarafından son verilmediğini, Sağlık Bakanlığının 12.05.2009 tarihli genelgesi gereğince ilkokul mezunlarının çalıştırılamayacağının belirtildiğini, hastane yazısında belirtildiği üzere davacının işine davalı kurumun son verdiğini, fesih haksız olsa bile alacağın sadece 2011 yılı ile sınırlı olduğunu, resmi tatillerde çalıştırılmadığını, işin resmi saatler içinde yapıldığını, fazla çalışmasının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının taşeron firma bünyesinde çalıştığını, 05.04.2012 günü yapılan ihalenin teknik şartnamesine "çalıştırılacak kişi en az lise mezunu olmalıdır" şartı eklendiğini, ihaleyi Ltd. Şti"nin kazandığını, ihale şartnamesine aykırılık taşıyan personellerin iş sözleşmelerinin yüklenici firma tarafından feshedildiğini, müvekkil kurum ile firma arasında sadece hizmet alımı anlaşmasının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir.
İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Mahkemece kısmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının bir hafta haftalık üç saat, diğer hafta haftalık dört saat fazla mesai yaptığı belirtilmiştir. Her ne kadar mahkemece davacının normal çalışma saatlerinin 08:00-16:00 olduğu, ayda iki kez hafta içi yirmidört saat çalıştığı ertesi gün yirmidört saat dinlendiği ve ayda bir veya iki kez cumartesi veya pazar günü yirmidört saat nöbet tutup ertesi gün dinlendiği ve buna göre fazla mesaisinin bulunmadığı gerekçesi ile fazla mesai alacağının reddine karar verilmiş ise de;tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, tanık beyanları ve emsal dava dosyaları dikkate alındığında davacının bir hafta üç saat diğer hafta dört saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemenin gerekçesinde kabul ettiği saatlere görede belirtilen sürelerde fazla mesai bulunmaktadır. Çalışma süresinin yirmidört saat olması durumunda işçinin ancak ondört saat çalışabileceği Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşik uygulaması gereği kabul edilmektedir. Bu durumda işçinin yirmidört saat çalıştığı günlerde günlük onbir saati aşan çalışmaları fazla mesai olarak değerlendirilmesi gereklidir. Hal böyle olunca davacının belirtilen saatlerde fazla mesai yaptığının kabulü ile fazla mesai alacağının hüküm altına alınması gerekli iken mahkemece yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Ulusal bayram genel tatil alacağı bakımından ıslahtan sonraki zamanaşımı def"i değerlendirilirken dava dilekçesinde talep edilen miktarın zamanaşımı uğramadığı dikkate alınarak alacak belirlenip karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 09.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.