MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi, ... ve İl Özel İdaresi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, asliye hukuk mahkemesine verdiği 21.05.2004 tarihli dava dilekçesiyle, ... Köyü, ... Deresi Mevkiinde bulunan ve dava dilekçesinde sınırları gösterilen taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescili talebiyle dava açmıştır. 2005 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Yukarı... Köyü 140 ada 10 parsel sayılı 42330,89 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfı ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına tesbit edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 03/01/2005 tarihli krokide 43968 m2 ile gösterilen taşınmazın davacı adına tapuya tesciline dair verilen karar davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, 20. Hukuk Dairesinin 15.12.2006 gün ve 2006/15723 - 17558 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " ...yapılan incelemede, yargılamanın devamı sırasında Yukarı... Köyünde yapılan arazi kadastrosu sırasında, 03/12/2005 tarihinde, dava konusu taşınmaz hakkında, tarla niteliği ve 140 ada 10 parsel numarası ile kadastro tutanağı düzenlendiği, o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte, davaya bakmakta genel mahkemelerin görevinin sona ereceğine göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle, dava dosyasının görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak dava dosyası görevsizlikle kadastro mahkemesine gönderilmiş ve kadastro mahkemesince; davacı tarafından açılan davanın husumet yokluğundan REDDİNE, dava konusu ... İlçesi, Yukarı ... Köyünde bulunan 140 ada 10 no"lu parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve davalı ... tarafından temyiz edilmmesi üzerine hüküm, 20. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 gün ve 2012/8667- 2013/1321 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Yörede yapılan genel arazi kadastrosunda çekişmeli taşınmaz, 140 ada 10 parsel numarası ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına tesbit edilmiş, kadastro tutanağı 30.12.2005 - 30.01.2006 tarihleri arasında ilân edilerek tutanağın arkasına 31.01.2006 tarihinde kesinleştiği şerh verilmiştir. Oysa, davacı ..., asliye hukuk mahkemesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tapuya tescili talebiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında yörede genel arazi kadastrosu yapılmış olup, dosya asliye hukuk mahkemesinden görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Bu durumda, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince kadastro komisyonunca çekişmeli taşınmazın asliye hukuk mahkemesinde davalı oldukları bildirilerek malik hanesinin boş bırakılması ve tutanağın bu şekilde kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekmekte olup, bu hüküm ihlal edilerek tutanağın malik hanesinin doldurulmuş ve tutanağın ilâna çıkartılarak kesinleştirilmiş olması bir hüküm ifade etmez; çekişmeli parselin malik hanesinin boş olduğunun ve tutanağın itirazlı olduğunun kabulü ile taşınmazın gerçek malikinin tesbit edilerek taşınmazın bu şekilde belirlenen gerçek malik adına tapuya kayıt ve tesciline ve malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece de bu husus dikkate alınmaksızın çekişmeli taşınmazın davacı adına tesbit gördüğü kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak, mahkemece bozma gerekçesinde değinildiği gibi davalı taşınmazın malik hanesi boş kabul edilerek davanın esasına girilmek suretiyle, davacı tarafından açılan davanın kabulü ile, dava konusu ... İlçesi, Yukarı... Köyünde bulunan 140 ada 10 parsel sayılı taşınmazın aynı miktar ile kuru tarla niteliğinde ... adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiş ve hüküm davalılar Hazine, Orman Yönetimi, ... ve İl Özel İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimi ve İl Özel İdaresine ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden ve Karayolları Genel Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına 06/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.